1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa Konseyi’nden Kuzey Kıbrıs'la ilgili kritik karar

Kayhan Karaca
23 Eylül 2022

Ankara-Brüksel hattında on yıllardır en pürüzlü konulardan olan Loizidou dosyası kapatıldı. Avrupa Konseyi, Türkiye’ye karşı açılacak mülk davalarında Rumlara iç hukuk yolu olarak Kuzey Kıbrıs’taki TMK’yı gösterdi.

https://p.dw.com/p/4HH0s
Güney ve Kuzey Kıbrıs arasındaki sınır geçişi.
Güney ve Kuzey Kıbrıs arasındaki sınır geçişi.Fotoğraf: Behrouz Mehri/AFP/Getty Images

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, bugün Strasbourg’da açıkladığı bir kararla, Kıbrıslı Rumlar tarafından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) Ankara’ya karşı açılmış ilk mülkiyet davası olan Loizidou dosyasının denetim sürecini sonlandırdığını duyurdu.  Karara gerekçe olarak, AİHM’nin Loizidou kararının uygulanmasına yönelik olarak alınan önlemler gösterildi.

Karar geniş oy çoğunluğuyla alındı. AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan'la birlikte sadece 5 ülke karar aleyhinde oy kullandı. Avrupa Birliği ülkelerinin ezici çoğunluğu Loizidou dosyasının kapatılması yönünde oy verdi. Avrupa Konseyi'nin 46 üyesi bulunuyor.

Kararla birlikte, Kıbrıslı Rumların mülkiyet talepleri için 2005 yılında adanın kuzeyinde kurulmuş Taşınmaz Mal Komisyonu'nun (TMK) "etkin iç hukuk yolu” olduğu bir kez daha tescil edilmiş oldu. TMK 2010 yılında AİHM tarafından etkin iç hukuk yolu kabul edilmişti. Ancak Kıbrıs Cumhuriyeti ve Yunanistan, AİHM kararına rağmen, bir siyasi organ olan Bakanlar Komitesi önünde TMK’nın hukuksal planda meşru olmadığını savunuyordu.

TMK’nın rolü

Karar, TMK’nın uygun şekilde vereceği tazminat ve takas kararlarının iade kararı kadar geçerli olacağını ortaya koyması bakımından önem taşıyor. TMK daha önce Loizidou’nun dava konusu mülklerinin iadesinin mümkün olmadığını, ancak tazminat ve takas talebinde bulunabileceğini bildirmişti. Kıbrıslı Rumlar ve Atina’nın bugüne kadar reddettiği “iade yerine tazminat ve takas olabilir” formülü Bakanlar Komitesi tarafından bu hafta alınan kararla onaylanmış oldu. Karar bu bakımdan TMK’nın Kıbrıslı Rumların mülkiyet başvurularını resen inceleyebileceği ve karara bağlayabileceği anlamı da taşıyor.

Kararın benzer bireysel Rum mülkiyet başvuruları için örnek oluşturacağı belirtiliyor. Adanın kuzeyinde taşınmazları kalmış Kıbrıslı Rumların Ankara’ya karşı AİHM önünde mülkiyet davası açmadan önce TMK’ya başvurmaları gerekiyor.

Karara tepkiler

Kıbrıs Cumhuriyeti, diplomatik teamülleri de çiğneyerek, karar henüz Avrupa Konseyi tarafından yayımlanmadan resmi tepki yayımladı. Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada karar, “hukuksal açıdan geçersiz, siyasal açıdan tartışmalı” olarak değerlendirildi. Titina Loizidou ise bir Rum radyosuna yaptığı açıklamada kararı, “siyasi kriterlerle alınan bir karar” olarak yorumladı.

Dünyada sadece Türkiye tarafından tanınan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada ise “Bu karar, bir kez daha ülkemizin uluslararası hukuka uygun bir mülkiyet rejimi tesis ettiğini göstermektedir. Kıbrıslı Rumların ülkemiz sınırları içerisinde bulunan mülklerine ilişkin taleplerinin adresinin TMK olduğu aşikardır” ifadeleri kullanıldı. 

Davanın geçmişi

Titina Loizidou 1989 yılında Ankara’ya karşı yaptığı bireysel başvuru ile 1974 harekatından sonra Girne’de bulunan mülklerine el konulmasından ve mallarına ulaşamamasından şikayetçi oldu. Bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin mülkiyet hakkıyla ilgili maddesini ihlal ettiğini savundu ve tazminat talebinde bulundu. Davaya katılan ve savunma veren Ankara, "kendi yargı organları olan bağımsız devlet statüsündeki KKTC tarafından Kıbrıslı Rumların kuzeyde kalan mallarının kamulaştırıldığını” savundu. Bu nedenle Türkiye'yi sorumlu tutmanın olanaksız olduğunu ileri sürdü.

AİHM Ankara’nın tüm itirazlarını reddetti. Mahkeme davanın esasına ilişkin olarak 1996’da açıkladığı ilk kararda, KKTC'nin uluslararası toplulukta tanınmadığı ve gerçekleştirildiği ileri sürülen kamulaştırmanın hukuki değeri olmadığı sonucuna vardı. Mahkeme, taşınmazların mülkiyet hakkının KKTC’ye geçmediğine ve Loizidou'nun mülkiyet hakkının Türkiye tarafından ihlal edildiğine hükmetti. Mülküne ulaşamadığı için onları kullanması sürekli engellendiğinden dolayı da "devam eden bir hak ihlali” söz konusu olduğunu hükme bağladı.

AİHM davada tazminata ilişkin kararını ise 1998 yılında açıkladı ve Ankara’nın Loizidou’ya yaklaşık 700 bin dolar maddi tazminat ödemesine hükmetti.

Ankara, “Loizidou davası” kararını 1998-2003 yılları arasında “Kıbrıs’taki çözüm sürecini” gerekçe göstererek yerine getirmeyi reddetti. Bu nedenle  700 bin dolarlık tazminata yıllık faiz işletilmeye başlandı. Ancak AKP hükümeti iktidara geldikten sonra, Avrupa Konseyi ve AB ile ilişkileri düzeltme adına tazminat, “bir kereliğine olmak kaydıyla”, 2003 yılında ödendi. Faizle birlikte Strasbourg'da Titina Loizidou’ya 1 milyon dolarlık çek verildi.  

TMK 336 milyon sterlin ödedi

Benzer vakalarla karşılaşmamak için 2005 yılında adanın kuzeyinde Rumlar için TMK kuruldu. Bugüne kadar 7 bin 110 Kıbrıslı Rum TMK’ya başvuruda bulundu. Bu başvurulardan bin 324’ü dostane çözüm yoluyla, 34’ü ise duruşma yoluyla sonuçlandı. Komisyon bugüne kadar başvuran Rumlara yaklaşık 336 milyon sterlin tazminat ödedi. Ayrıca 3 başvuru için iade, 2 başvuru için takas ve tazminat, 7 başvuru için de iade ve tazminat kararı verildi.