1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Macaristan'da böyle devam edemez

Dora Diseri | DW Kommentatorin
Dora Diseri
4 Nisan 2022

2010 yılından bu yana Macaristan’da yapılan seçimlerin galibi hep Viktor Orban oldu. Bu son seçimlerde Ukrayna savaşı da belirleyiciydi. Orban şimdiye kadar izlediği çizgiye devam edebilir mi?

https://p.dw.com/p/49RyS
Viktor Orban
Viktor OrbanFotoğraf: Leonhard Foeger/REUTERS

Yine aynı soru: Nasıl oluyor da Viktor Orban hala bu kadar destek görüyor? Şimdiye kadar buna cevap hazırdı; "Kendi içinde bölünmüş ve zayıf muhalefet yüzünden" deniyordu. Bu sefer ise yani 3 Nisan 2022'de düzenlenen seçimlerde altı muhalefet partisi genel seçimlere birlikte gitti. Hatta hazırlık sürecinde ön seçimler bile yaptılar ve muhalefetten adaylar birbirine karşı yarıştı. Bir de bu sefer seçimlerde kışkırtıcı kampanyalar yerine siyasi içerikler konuşuldu.

Ancak seçim sürecinde oluşan izlenim yanılttı. Nihayetinde Orban'ın partisi Fidesz (Macar Yurttaş Birliği) kararsız seçmeni daha iyi harekete geçirmeyi başardı. Hatta muhalefetin kazanacağına kesin gözüyle bakılan seçim bölgelerinde bile Fidesz kazandı. Nasıl mı?

"Mücadele" söyleminde Orban hep iyiydi. Son senelerde Viktor Orban yüksek apartman aidat giderleriyle mücadele etti, Avrupa Birliği’ne karşı mücadele etti, Soros’a karşı mücadele etti, göçe, sivil toplum örgütlerine ve son olarak da (Ukrayna'daki) savaşa karşı mücadele etti.

Rusya'nın Ukrayna'yı işgali başlarda iktidar partisinin seçim kampanyasında bocalamasına neden oldu. Sonrasında ise hemen toparlandı ve çizgisini tutturdu: "Fidesz barışın yanında, Fidesz iktidarda olduğu sürece Macaristan üzerinden silah sevkiyatı yapılmayacak, Ukrayna'ya barış gücü yollanmayacak ve Macaristan'ın enerji teminini tehlikeye atabilecek Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılınmayacak" dendi.

Dora Diseri, DW Macarca Yayınlar Sorumlusu
Dora Diseri, DW Macarca Yayınlar SorumlusuFotoğraf: Doman Nemes

Zelenskiy düşman olarak gösterildi

Macaristan Dışişleri Bakanı Peter Szijjarto hatta Ukrayna'yı Macaristan seçimlerini etkilemeye kalkışmakla suçladı. Öyle olunca da Macaristan hükümeti Avrupa Birliği (AB) ve NATO içinde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i kahraman olarak değil "muhalefet ile ilişki içinde bulunan bir düşman" olarak gören tek ülke oldu.

Dolayısıyla da Macaristan Başbakanı Orban Polonya, Çekya ve Slovenya hükümet başkanlarının Mart ayı ortasında Ukrayna'nın başkenti Kiev‘e yaptıkları destek gezisine katılmadı. Aksine Orban, Macaristan gibi Moskova ile yakın bağı olan ve dün ülkesindeki cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Sırbistan Cumhurbaşkanı Alexandar Vucic'i ziyaret etti.

Orban bu seçim için büyük risk aldı

Viktor Orban son seçimlerden zaferle çıkmak için büyük risklere girdi. Rusya yanlısı çizgisiyle, çok köklü geleneğe sahip olan Polonya-Macaristan dostluğunu tehlikeye attı. Hatta Macaristan, Polonya, Çekya ve Slovakya’dan oluşan Vişegrad Dörtlüsü bile tehlikeye girdi. İlaveten Macar hükümeti, ülkedeki yüksek enflasyonu gizlemek için her yola başvurdu. Ebeveynlere gelir vergileri geri ödendi, emeklilere bir aylık ilave maaş verildi, benzin ve gıda fiyatlarını frenlemek için destek yapıldı, doğalgaz ve elektrik fiyatlarındaki zamlar olabildiğince geciktirilerek uygulamaya kondu.

Ancak bu böyle gitmez. Macaristan hükümetinin hazinesi bu tedbirleri daha uzun süre sürdüremez. Orban, ülkesini iflasa sürüklemek istemiyorsa tasarrufa gitmek zorunda. Ayrıca ülkesini kendisinin soktuğu diplomatik izolasyondan da çıkarması gerekiyor. Ait olduğu Vişegrad Dörtlüsü ülkeleriyle ilişkilerini ve aynı zamanda AB'deki konumunu iyileştirmesi gerek.  

Muhalefet başarısız oldu

Macaristan seçimlerinde muhalefetin yenilgisi, oluşan bu seçim ittifakının uzun sürmeyeceğini de gözler önüne serdi. Muhalefetin yine yeniden köklü değişime ihtiyacı var. Altı muhalefet partisinin ortak adayı Peter Marki-Zay'in, seçim akşamı yaptığı konuşmada arkasında o altı muhalefet partisinden mücadele arkadaşları değil, ailesi vardı. Son bir kez Marki-Zay'in arkasında fotoğraf vermekten ise ittifakın neden işe yaramadığına dair açıklamalar hazırlamaya giriştiler. Öyle ya da böyle muhalefet de yeterince muhalif olamadı. Üzerinde uzlaştıkları muhalefetin adayı Peter Marki-Zay eski bir Fidesz taraftarıydı ve seçmen gözünde belki Orban hükümetinin daha iyi bir versiyonuydu, ama gerçek bir alternatif olamadı.

Bu durum da aşırı sağcıların ekmeğine yağ sürdü. Çok az bir kesimin yüzde 5 seçim barajını aşmasını muhtemel gördüğü aşırı sağcı "Bizim Ülkemiz" (Mi Hazank) meclise girmeyi başardı. "Bizim Ülkemiz", 2018’de aşırı sağcı Jobbik Partisinin en sağcı kanadı olarak ayrılarak kuruldu ve iktidardaki Fidesz'in uydusu oldu. Fidesz de onun kamuoyunda belli ölçüde görünür olmasına izin verdi. "Bizim Ülkemiz", özellikle Covid-19 virüsüne şüpheli bakan kesimden, aşı karşıtlarından ve homofobik seçmenden oy aldı.

Paralel dünyalar

Macaristan'daki seçimler, ülkenin içinde bulunduğu aşırı bölünmeyi de tescil etmiş oldu. Şehirler ile kırsal kesim arasındaki makas daha da açıldı- bu ideolojik açıdan da böyle oldu. Muhalefet büyük kentlerin, iktidardaki Fidesz ise kırsal bölgelerin oylarını aldı. Macaristan'da bu paralel durum uzun süredir var. Birinde Viktor Orban "barışın elçisi, ülkenin haklarının savunucusu ve kurtarıcısı" olarak görülürken diğerinde "Putin‘e yakınlığıyla tanınmış, dolandırıcı, yolsuz, Macaristan'ı Avrupa Birliği'nden çıkarmaya çalışan biri" olarak görülüyor. Buna artık bir nokta koymak gerekiyor. Orban, halk içindeki bölünmede uçurumu öyle derin kazdı ki, bir gün içine kendi düşecek. Önce bunu fark etmesi gerekiyor, yoksa onun için de çok geç olacak.

 

Dora Diseri