1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Artık küçülecek porsiyon da kalmadı

Türkei Banu Güven
Banu Güven
3 Nisan 2022

"Erdoğan '2023’ten sonra Türkiye bambaşka bir döneme girmiş olacak' diye telkinde bulunurken, milyonlarca kişi iftar sofrasında Ramazan’ın sonunu nasıl getireceğiz diye yutkunuyordu." Banu Güven DW Türkçe’de yazdı.

https://p.dw.com/p/49P8i
Türkiye'de pazar yeri
Türkiye'de pazar yeriFotoğraf: Ädil Toffolo/Cover-Images/imago images

"Dünya ekonomik sarsıntıların beraberinde gelen işsizlik tehdidinin sarsıntısıyla kıvranırken, hamdolsun biz istihdam, ihracatımızla emin adımlarla ilerliyoruz." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cuma akşamı, şehit aileleriyle iftar programında yaptığı konuşmada seçmene böyle güven telkin etmeye çalıştı. Erdoğan "İnşallah 2023'ten sonra Türkiye bambaşka bir döneme girmiş olacaktır" diye telkin ve temennide bulunurken, maaşı dört kişilik aile için öngörülen 16 bin 052 liralık yoksulluk sınırının altında olan, kira ve aidat ödedikten sonra 4 bin 928 liralık açlık sınırının da altında kalan milyonlarca kişi sofrada Ramazan'ın sonunu nasıl getireceğini düşünerek yutkunuyordu. Zaten bir yıldır Emine Erdoğan'ın "Porsiyonlarımızı küçültelim" tavsiyesini mecburen uyguluyorlardı. Daha ne kadar küçülteceklerdi ki porsiyonları?

Gazeteci Banu Güven
Gazeteci Banu GüvenFotoğraf: Privat

Anadolu Ajansı'nda 2016 yılından dört kişilik bir ailenin bir lokantada iftar sofrasına ne kadar ödeyeceğine dair bir haber buldum. Önce siz hatırlamaya çalışın ya da tahminde bulunun. Çok değil, 6 yıl önce ailece ortalama bir lokantaya gittiğinizde çorbasından tatlısına bir menüye ne kadar veriyordunuz? Cevabı Anadolu Ajansı'nda: "Türkiye'de dört kişilik bir aile için restorandaki iftar sofrasının maliyeti yaklaşık 74 lira olurken, orucunu 5 yıldızlı otellerde açmak isteyenler genellikle açık büfe organize edilen iftarlar için kişi başına 85-285 lira ödeyecek." Hadi diyelim, adeta AKP'ye çalışan ajans o zaman da maliyetleri "küçültmüştü." Hadi diyelim, dört kişilik bir aile o zaman ortalama lokantadaki iftar masasından 100 TL'ye kalkıyordu. Bugün o paraya pazarda 1 kilo taze fasulye alıyorsunuz. Peki ya karnabahar? O da aklımdan çıkmıyor. "100 liraya fasulye, 75 liraya karnabahar nasıl olur" deyip duruyorum kendi kendime.

Pideye gelince… 2016'de pide 1,5 liraymış. Bugün ise Fırıncılar Odası'nın belirlediği fiyat 7,5 lira. Cumhurbaşkanı'nın "manda yoğurduna hurma, az da kestane balı ve yulaf ezmesi" formülünden ise ancak yulafı alabilecek olanlar var. Hal böyleyken Ramazan'da ağızları tatlandıracak baklava da bazı aileler için hayal. Bir kilo baklava 2016'da 29 liraymış. Bugün? Baklavanın kilo fiyatı 90 liradan başlıyor, 255 liraya kadar gidiyor. Tek başınıza yaşıyorsanız da durum zor. Türk-İş'in hesabına göre, Mart ayı sonunda tek kişinin aylık 'yaşama maliyeti' 6 bin 473 lira yükselmişti bile.

Bu yıl Ramazan sofrasının maliyeti ne olacak?

Yukarıda verdiğim bazı rakamlar, maliyetler ertesi gün değişebilir. Benzin fiyatları gibi. Rusya'nın Ukrayna'ya saldırmasının ardından dünyanın her yerinde benzin fiyatları arttı. Cumhurbaşkanı, geçen yıl Türkiye'nin Avrupa'nın en ucuz benzin ve motorinini kullandığını söylemişti, ama vatandaşlarına Avrupa'nın en düşük asgari ücretlerinden birini verdiğini söylememişti. Bugün bir asgari ücretli hasbelkader bir arabası olsa, deposunu ancak dört defa doldurabilir.

Almanya'da durum

Peki AKP'lilerin Türkiye'yi kıskandığına inanmak istedikleri Almanya'da durum nasıl? Almanya'da hükümet ilk kez 2 Euro'nun üzerine çıkan benzin fiyatlarına karşı halkı korumak için önlemler aldı.

Benzin ve dizelde akaryakıt vergisinin yüzde 30 ve yüzde 14 oranında düşürülmesi söz konusu. Hükümetin hızla verdiği bir karar ise vergi mükelleflerine artan yakıt giderleri nedeniyle bir kereliğine 300 Euro destek verilmesini öngörüyor. Bu destek primi, işverenler tarafından çalışana aylık maaşa ek olarak verilebilecek. Serbest meslek sahiplerinin yıllık gelir vergilerinden de 300 Euro düşülecek. Çocuk başına bir seferlik 100 Euro yardımı da ekleyelim. Devlet, sosyal yardım alanlara da bir kereliğine 100 Euro ödeyecek. Bunlar da Almanya'da artan hayat pahalılığı karşısında tek seferlik, geçici önlemler, ama yine de, halkı bir nebze olsun rahatlatmayı amaçlıyor. Bir de Almanya'da henüz artmamış olan asgari ücretle en az 10 depo doldurmak mümkün.

Erdoğan'ın "istihdamda emin adımlarla ilerleme" iddiasına gelince… Genç İşsizler Platformu'nun son raporunda 2021 yılı sonunda, bir yıldan fazla süredir iş arayan üniversiteli sayısı da 233 bindi. Aynı rapor, 15-34 yaş arasında TÜİK tarafından açıklanan dar tanımlı genç işsiz sayısının 2 milyon 379 bin, aynı yaş grubunda geniş tanımlı genç işsiz sayısının da 3 milyon 806 bin olduğunu söylüyor. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, "Bu ülkede genç olmak o kadar tatlı ki" demişti. İŞKUR'un Adıyaman'da açtığı 19 kişilik temizlik kadrosuna, 2 bin 170 üniversite mezunu gencin başvurması, kendisine acıyı tatlı hatırlatmış olsa gerek.

Türkiye'de halk ekonomik krizlere karşı idmanlı olsa da, zorlukları atlatma becerisini gittikçe geliştirse de, bir yere kadar. İktidar farkında değilmiş gibi yapıyor, ama halka imkansızı dayattığını biliyor. Erdoğan'ın, "İnşallah 2023'ten sonra bambaşka bir Türkiye olacak" vaadinin ardında da, "Bana gelecek seçimlerde bir şans daha verin" talebi yatıyor. Ne var ki, çoğunluğun artık başka 2023 planları var.

Banu Güven

© Deutsche Welle Türkçe

 

Türkei Banu Güven
Banu Güven Gazeteci ve TV moderatörü. Türkiye, Almanya ve dünyadaki gelişmeler üzerine yazılar kaleme alıyor.