1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye yüzünü Çin'e dönüyor

10 Ağustos 2018

Türkiye gelecek dönemde, Çin tahvil piyasasından borçlanmayı planlıyor. Ayrıca nükleer santral, İstanbul’a 3 katlı tüp tünel projeleri gibi Yap-İşlet-Devret (YİD) projeleri ile de Çin yatırımının çekilmesi gündemde.

https://p.dw.com/p/32u72
China Banknote
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Son birkaç yıldır Avrupa ve Amerika ilişkileri sürekli siyasi gerilimlere sahne olan Türkiye, yurt dışı borçlarını çevirebilmek için Çin piyasasından borçlanmaya hazırlanıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 100 günlük hedeflerini anlattığı toplantıda, dış borçlanmada Çin piyasasına yöneleceklerini açıkladı. Halen, Çin tahvil piyasasında borçlanmak için herhangi bir mevzuat engeli bulunmuyor. Eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez, ABD ve Batı piyasalarından borçlanılamadığı için Türkiye’nin Çin’den borçlanmayı deneyeceğini söylüyor. Washington merkezli Uluslararası Finans Kurumu Enstitüsü (İİF) Direktör Yardımcısı Emre Çiftçi borçlanma kaynaklarını çeşitlendirmenin Türkiye’nin faydasına olacağını belirterek, ancak Çin’in verdiği tüm kredilerin şarta bağlı olduğunu hatırlatıyor.

Amaç borçlanmada kaynak çeşitliliği

Hazine yetkililerinin verdiği bilgiye göre, Türk Hazinesi yetkilileri önümüzdeki günlerde, Çin’e giderek, Çinli yatırımcılara bir tanıtım yapacak ve onların beklentilerine uygun tahvil ihraç edecek. Hazine, Dolar yerine Yuan üzerinden borçlanacak. IMF, 2016 Ekim’inde Yuan’ı uluslararası borçlanmada kullanılabilecek rezerv para birimi (SDR) olarak kabul ettiği için borçlanmanın önünde bir engel bulunmuyor. Türkiye’nin elinde bulundurduğu tahvillerin yüzde 92’sini ABD tahvilleri oluşturduğu tahmin ediliyor.

Geçtiğimiz haftalarda Türkiye’nin uluslararası finansal kuruluşlarından borçlanmasını engellemeye yönelik tasarı ABD Senatosu’na sunulmuştu. Ekonomist Mahfi Eğilmez, “ABD’den borçlanamıyoruz, yeteri kadar borç vermiyor. Çin’den borçlanmayı deneyecekler. Borçlanmak istiyorsunuz, riskleriniz yüksek diye Avrupa ve Amerika borç vermiyor. Çin verir mi, bilmiyorum. Yuan piyasasından da borçlanabiliriz, bunun diğer piyasalardan borçlanmaktan hiçbir farkı yok” dedi.

Büyük projeler Çin'e

Erdoğan ve beraberindeki heyet, 25-27 temmuz arasında BRİC zirvesi için bulunduğu Güney Afrika’da, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile görüştü. Zirvede konuşan Erdoğan, BRİCS ülkelerine "daha adil ve daha tarafsız" yeni bir uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu oluşturulmasında ortak hareket etme çağrısı yapmıştı. Erdoğan, geçen hafta yine uluslararası derece kuruluşlarına yüklenerek, "Kredi derecelendirme kuruluşlarının tamamen taraflı raporları sebebiyle karşılaştığımız zorlukları aşmak için, dış borçlanmada Çin piyasasına yöneliyoruz" dedi.

Türkiye'nin gelecek dönemde sadece borçlanmada değil, büyük projelerin finansmanında da Çin’e yönelmesi gündemde. Hazine Ve Devlet Planlama Teşkilatı'ndan yetkililerin aktardığına göre, Çin sermayesinin iki yolla ülkeye çekilmesi planlanıyor. İlk olarak 2016’da kurulan Türkiye’nin ve Çin’in de kurucuları arasında yer aldığı Asya Altyapı Yatırım Bankası kredileri büyük altyapı, lojistik ve telekomünikasyon projeleri için devreye sokulacak. Çin’den proje bazında kredi alınacak. Yap-İşlet-Devret (YİD) yöntemiyle yapılacak büyük projelerin Hazine garantörlüğünde, kar garantisi ile Çinli firmalara verileceği belirtiliyor. Ruslarla yapılan Akkuyu, Japonlarla yapılan Sinop Nükleer santralinden sonra üçüncü nükleer santral ihalesinin Çinlilere verilmesi ve ihalenin Yuan ile yapılması planlanıyor. Önümüzdeki günlerde ihaleye çıkacak üç katlı İstanbul tüneli projesinin de Çinli firmalara verilmesi bekleniyor.

"Türkiye IMF’den yardım isteme noktasına geldi"

Türkiye İpek Yolu’nun neresinde

Çin’in açıkladığı İpek Yolu'nun canlandırılması olarak da görülen "One Belt, One Road" (Bir Kuşak, Bir Yol) projesi kapsamında 2026’da tamamlanacak 20 trilyon dolarlık yatırım planından Türkiye de faydalanmayı umuyor. Çin bankaları bu kapsamda güzergah üzerinde yer alan pek çok Asya ülkesine güneş enerjisi yatırımları yapıyor.

Uluslararası Finans Kurumu Enstitüsü (İİF) Direktör Yardımcısı ve gelişmekte olan piyasalar uzmanı Emre Çiftçi, Batılı ülkelerin 2008’den beri çok fazla kaynak yardımında bulunmadığını belirterek, “Bu tavır Çin için fırsat oldu gelişmekte olan ülkelere yatırımı artırdı. Kendi bankalarını aktif şekilde yatırım yapmaya teşvik ediyor. Dünyanın en büyük on bankasının içinde 6 tane Çin bankası var. Bunlar 2008’e kadar çok fazla iş yapmıyordu, şimdi iş yapmaya başladılar” dedi. Banka of China’nın Ocak'ta aktif olarak çalışmaya başladığını hatırlatan Çiftçi, “Çin bir şeklide bunu krediye ulaşma zorluğu olan tüm ülkelere yapıyor. Bu, Türkiye'nin isteğiyle olan bir şey değil” dedi.

Çiftçi “Dışa çok bağımlı bir ülkeyiz, borçlanma kaynaklarını çeşitlendirmek Türkiye’nin faydasına. Çin’den borçlanmak kötü değil. Genelde Çinliler ‘şarta bağlı’ verir” dedi. Çiftçi, sendikasyon ihtiyacı olan Türk bankalarının da Yuan’la kredi aldığını belirterek, Türkiye’de şubesi bulunan Bank of China’nın da halen ticari kredi verdiğini hatırlattı.

Şarta bağlı krediler, proje yatırımları karşılığında Hazine’nin ödeme garantisi ile birlikte YİD gibi kar garantisi verilen yatırım kredileri olarak gerçekleşiyor. Bunlar, Hazine’nin hem borçlanma hem harcama hanesine yazılıyor. Proje karşılığında kredi veriyor. Alınan krediyi harcamaya da borçlanmaya da ilave edildiğini belirten Eğilmez, “Bunun bir getirisi yok” diyor.

Aslı Işık / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe