1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Sağlık çalışanlarına şiddet bir Ortadoğu sorunu mu?

26 Ocak 2023

Doktorlar ve sağlık çalışanlarına yönelik fiziki ve sözlü saldırılar pandemi döneminde daha da arttı. Sadece Türkiye ve Ortadoğu ülkelerinde değil, Batı ülkelerinde de sağlıkta şiddetin nedenleri tartışılıyor.

https://p.dw.com/p/4MiOd
Fotoğraf: DHA

Mısır'da geçen yaz, hamile eşini jinekoloğa götüren bir erkek, doktora ve hastane çalışanlarına bıçakla saldırdı. Nedeni, eşler arasında doğum tarihi konusunda çıkan anlaşmazlıktı.

Tunus'ta hastalar acil serviste görevli genç bir kadın doktorun üstüne sandalye fırlattı. Doktor polis gelinceye kadar kendisini odasına kilitlemek zorunda kaldı. Nedeni, hastaya acil servis yerine ayakta tedavi bölümüne başvurmasını söylemesiydi.

Hastaneye giden hastaya kalabalık bir grupla refakat etmenin gelenek olduğu Irak'ta da doktorlar sıkça şiddet vakalarıyla karşı karşıya kalıyor. Özellikle de hastanın durumunun iyileşme göstermemesi durumunda sinirler geriliyor, şiddet riski artıyor. Başkent Bağdat'ta görevli doktorlar arasında 2021'de yapılan bir anket, doktorların yüzde 87'sinin son altı ay içinde sözlü ya da fiziksel saldırıya uğradığını ortaya koyuyordu. Saldırganların yüzde 94'ü hastalar ya da hasta yakınlarıydı.

Bu birkaç örnekte de görülebileceği gibi Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde doktorlara yönelik şiddet kemikleşmiş bir sorun haline gelmiş durumda. Yapılan araştırmalara göre doktor ve hemşirelerin yüzde 67'si ila yüzde 80'i fiziki ya da sözlü şiddete maruz kaldığını söylüyor. Şiddet vakalarının özellikle 40 yaş altındaki sağlık çalışanlarına yöneldiği görülüyor.

Türkiye ve Avrupa'da da şiddet vakaları artıyor

Türkiye'de de Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) verilerine göre 2021'de 190 olan şiddet vakalarının sayısı 2022'de 249'a yükseldi, bir doktor ve bir güvenlik görevlisi görevi başında hayatını kaybetti. Şiddet olaylarının 210'una hasta ve hasta yakınları neden oldu, 206 şiddet vakası hastanelerde meydana geldi.

Ancak doktor ve sağlık çalışanlarına yönelik taciz ve saldırılar sadece Ortadoğu ülkelerinin bir sorunu mu? Zengin Batılı ülkelerde de özellikle sağlık sistemi üzerindeki yükün arttığı pandemi döneminde şiddet olaylarında büyük artış kaydedildi. İngiltere'de yapılan araştırma, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin son beş yılda neredeyse ikiye katlanarak bin 68 vakaya ulaştığını gösterdi.

Türkei Istanbul | Coronavirus | Patient im Cerrahpasa-Krankenhaus
Fotoğraf: DHA

Almanya'da yapılan araştırmalar da benzer sonuçlar ortaya koyuyor. 2018 yılında doktorlar ve sağlık çalışanlarına yönelik 75 fiziksel ve 2 bin 870 sözlü saldırı kayıtlara geçerken son 12 ay içinde doktorların yüzde 25'i fiziki, yüzde 40'ı sözlü saldırıya maruz kaldığını belirtiyor. Almanya'da da pandemi döneminde doktor ve sağlık çalışanlarına yönelik saldırı ve tacizlerde artış kaydedildi.

Fransa'da da özellikle saldırıların yüzde 70'ini oluşturan sözlü tacizlerde 2021'de son on yılın en yüksek seviyesine ulaşıldı. Sözlü tacizlerin yanı sıra 540 fiziksel saldırının kaydedildiği ve bu vakaların yüzde 10'unda doktorların tedavi ya da yaşanan şok nedeniyle rapor almak zorunda kaldığı kaydedildi.

ABD'de de acil servislerde çalışan doktorlarla 2018'de yapılan bir anket, toplam 3 bin 500 doktordan yüzde 47'sinin saldırıya uğradığını, saldırganların yüzde 97'sini hastaların oluşturduğunu ortaya koydu.

Doktorlar çareyi yurt dışına göçte buluyor

Zor görev koşullarının üstüne her gün şiddet riskine maruz kalmak, özellikle de pandemi sürecinde durumun daha da kötüleşmesi, doktorların başka ülkelere göç etme eğilimini de güçlendirdi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) verilerine göre 2021'de kamu sektöründeki görevinden ayrılıp yurt dışında çalışabilmek için "iyi hal belgesi" talep eden doktor sayısı bin 405 iken bu sayı 2022'nin ilk 11 ayında 2 bin 417'ye yükseldi.

Mısır'da Tabipler Birliği de yurt dışında çalışabilmek için belge talep eden doktor sayısının 2022'de 4 bin 261'e ulaşarak son yedi yılın en yüksek seviyesine çıktığını bildirdi.

Tunus'ta sağlık sendikası verilerine göre 2022'de yaklaşık 2 bin 700 doktor ülkeyi terk etti. Bu sayı 2018'de 800 olmuştu. Yapılan anketler, Tunuslu genç doktorların yüzde 40'ının ülkeden ayrılmayı düşündüğünü ortaya koyuyor.

Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre ağır bir siyasi ve ekonomik kriz içindeki Lübnan'da da doktorların yaklaşık yüzde 40'ı 2021'de ülkeyi terk etti. Lübnan tabip birlikleri, geriye kalan doktorların üçte birinin yurt dışına gitme planları yaptığını belirtiyor.

Suudi Arabistan'da bir hastane
Suudi Arabistan'da bir hastaneFotoğraf: Fayez Nureldine/AFP via Getty Images

Benzer haberler Irak, Fas, Ürdün, İran ve Kuveyt'ten de geliyor. Ortadoğu ve çevre ülkelerdeki pek çok genç doktor, Avrupa ya da zengin Körfez ülkelerinde çalışabilmek için ülkeden ayrılma planları yapıyor. Şiddet Batı'da da bir sorun olmasına rağmen. Zengin Körfez ülkelerine gelince; Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde 2021'de yapılan anketler, sağlık çalışanlarının dörtte üçünün hastalar ve hasta yakınlarının sözlü ve fiziksel tacizine maruz kaldığını gösteriyor.

Doktorlar niçin hedef tahtasında?

Doktorları uzun ve zorlu bir eğitimin ardından ülkesini terk etmeye zorlayan neden sadece şiddet değil. Tunus Genç Tabipler Birliğinden Umeyme el-Hasani, bunun bir kısır döngü olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Doktorlara yönelik şiddetin temel nedeni, bence aslında tam da göçe yol açan nedenlerin ta kendisi. Yani kaynakların yetersizliği, donanım ve personal eksikliği. Hastalar ve hasta yakınları, özellikle de acil servislerde çok kötü durumlarla karşı karşıya kalabiliyor."

Tunus'ta bir hastanede çalışan Ahmed Elgharairi de hastaların hastanelerdeki kötü koşullar nedeniyle gergin durumda olduğunu belirterek "Her gün sözlü şiddetle karşılaşıyoruz. Ben hiç fiziksel şiddete maruz kalmadım ama yaşça daha büyük bir meslektaşım dövüldü" diyor. Elgharairi, "Sağlık sistemi bütünüyle bir sorun. Şiddet, pek çok doktoru ayrılmaya yönlendiriyor. Ama başka nedenler de var. Fırsatım olsa hiç tereddüt etmeden ben de ayrılırım" şeklinde konuşuyor.

Donanım, personel eksikliği ve torpil faktörü

Bir devlet hastanesi ya da klinikte organizasyon ve donanım ne kadar kötüyse sorunlar da o kadar büyüyor. Bazı ülkelerde "torpil" atamaları da doktorlar açısından büyük bir sorun. Pek çok doktor, hastane yönetimlerine tıbbi bilgisi bulunmayan ya da bu alanda nitelikli olmayan kişilerin, sadece hükümete yakınlıkları nedeniyle yönetici olarak atandığından şikayet ediyor.

Ancak torpil faktörü hastalar için de geçerli. Bazı doktorlar, "arkası sağlam" hastaların tedavi için kuyruk beklemek zorunda kalmadığını anlatıyor. Bu da diğer hastaların saatlerce sıra beklemesine yol açıyor. Uzun uzun kuyrukta bekledikten sonra doğru ilaca ya da bir yatağa kavuşabilmek de garanti değil. Tüm bu koşullar hem hastaları hem hasta yakınlarını çileden çıkarıyor, sözlü münakaşalar şiddet olaylarına dönüşebiliyor.

Lübnan'da bir hastane
Lübnan'da bir hastaneFotoğraf: Ibrahim Chalhoub/AFP/Getty Images

Ancak yurt dışına göç eden doktor sayısı arttıkça devlet hastanelerindeki durum daha da kötüleşiyor. Mısırlı doktor ve Tabipler Birliği sözcüsü Yahya Diwer, bu durumun şiddet potansiyelini daha da artırdığını, yanlış bilgilerle doktorların imajının zedelendiğini ve sonuç olarak yine şiddete yol açtığını belirtiyor.

"Doktorların yapabileceklerinin sınırları bilinmiyor"

Mısırlı eski profesyonel futbolcu ve televizyoncu Ahmed Hossam'ın geçen yaz paylaştığı altı dakikalık bir video büyük yankı uyandırmıştı. Hossam, videoda tatil sırasında babasını götürdüğü acil serviste yaşadıklarının ayrıntılarını paylaşmıştı. Babası tedaviye alınana kadar hastane hastane dolaşmak zorunda kalan Hossam, "Mısırlı doktorların çoğunun vicdanı yok" demiş, Tabipler Birliğinin yazılı şikayeti sonrasında doktorlardan özür dilemişti.

Mısır Tabipler Birliğinden Diwer, doktorların yapabileceklerinin sınırları konusunda bir bilgi ve anlayış eksikliği olduğuna vurgu yapıyor. Mısırlı doktor, "Doktorun dediği bir şeyi kötü bir alamet diye yorumlayıp tedavi olmak istemeyen hastalarla karşılaşıyoruz" diyor. Mısır'da 2019'da yapılan bir araştırma da bunu doğrular nitelikte. Araştırmaya göre doktorların sadece yüzde 5'i takdir gördükleri hissine sahip ve dört doktordan üçü hastalarla olan ilişkilerinden memnun değil.

Diwer, durumu iyileştirebilmek için hastaların aydınlatılması, tedavinin olası sonuçları, başarı şansı gibi konulardaki iletişimde doktorların daha fazla eğitime ihtiyacı olduğunu belirtiyor.

Tunuslu doktor el-Hasani de doktorların yurt dışına göçünün çeşitli nedenleri bulunduğuna işaret ederek "Daha iyi bir maaş istedikleri için, ama aynı zamanda yaşam kalitesini yükseltmek, daha iyi bir ortamda çalışmak için ayrılıyorlar" diyor. El-Hasani henüz umudunu yitirmemiş. Kamu sağlığı altyapısının ve maaşların iyileştirilmesiyle, doktorlar ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet sarmalının kırılmasında önemli bir ilk adım atılmış olacağı görüşünde.

DW,CS,BK/HT