1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İsrail ile ticaretin durdurulmasının etkileri ne olur?

4 Mayıs 2024

İsrail ile ticari ilişkileri durdurma kararı Türkiye'yi ekonomik olarak nasıl etkileyecek, mevcut anlaşmalar ülkeyi hukuki açıdan zora sokar mı? Pelin Ünker'in haberi.

https://p.dw.com/p/4fULu
Bir limanda yükleme yapılan yük gemisi
Fotoğraf: DW/T. Krämer

Türkiye Ticaret Bakanlığı "İsrail hükümeti, Gazze'ye kesintisiz ve yeterli miktarda insani yardım akışına izin verinceye kadar" İsrail ile her türlü ihracat ve ithalat işleminin durdurulduğunu açıkladı. Bakanlık, 9 Nisan'da 54 ürün grubunun İsrail'e ihracatının kısıtlanması kararı almış, ancak kararın kapsamı açıklanmamıştı.

Ticari ilişkilerin durdurulma kararı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 24 Nisan'da Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier ile düzenlediği ortak basın toplantısında, DW Türkçe Yayınlar Yöneticisi Erkan Arıkan'ın Türkiye ile İsrail arasındaki ticarete yönelik sorusuna karşılık, "O iş bitti... Yoğun ticari ilişkileri artık ayakta tutmuyoruz" açıklamasının ardından geldi.

Türkiye ile İsrail arasındaki siyasi ilişkiler sık sık sert iniş çıkışlara sahne olsa da iki ülkenin ekonomik ilişkilerinin temelinde siyasi tutumlardan bağımsız bir iş birliği yatıyordu. ABD'nin terör örgütleri listesinde yer alan Hamas'ın İsrail'e saldırısıyla başlayan Gazze Savaşı, aylar sonra ticari ilişkiler açısından bir dönüm noktası oldu.

İsrail: Türkiye anlaşmaları ihlal ediyor

Ticaret Bakanlığı'nın yaptığı açıklama öncesinde Bloomberg, Türkiye'nin İsrail ile tüm ticari ilişkileri durdurduğunu iddia etmişti. Bu haberin ardından X hesabından açıklama yapan İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'in ithalat ve ihracat limanlarını engelleyerek anlaşmaları ihlal ediyor. Türk halkının ve iş insanlarının çıkarlarını hiçe sayan ve uluslararası ticaret anlaşmalarını görmezden gelen bir diktatör işte böyle davranır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Ticaret Bakanlığı'nın web sitesinde yer alan bilgilere göre Türkiye ile İsrail arasında her biri 1996 yılında imzalanan Gümrük İdarelerinin Karşılıklı Yardım Anlaşması, Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması, Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması, Ticaret, Ekonomik, Sınai, Teknik ve Bilimsel İş birliği Anlaşması ve Serbest Ticaret Anlaşması ile 2009'da yapılan Türkiye-İsrail Karma Ekonomik Komisyon (KEK) IV. Dönem Toplantısı protokolleri bulunuyor.

Karar hukuki bir sorun oluşturur mu?

Peki alınan karar mevcut anlaşmalar açısından Türkiye için hukuki bir sorun teşkil eder mi?

DW Türkçe'ye konuşan uluslararası mali hukuk uzmanı Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar, ticareti durdurma kararının hukuki açıdan yaptırımı olmayacağı görüşünde.

Gümrük İdarelerinin Karşılıklı Yardım Anlaşması ve Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması'nda taraflar arasındaki görüşmelerde ihtilaf çözümlenmezse fesih imkanının açık bir şekilde düzenlenmiş olduğuna işaret eden Başaran Yavaşlar, söz konusu anlaşmaların fesih bildiriminden altı ay sonra yürürlükten kalktığını belirtiyor.

Uluslararası mali hukuk uzmanı Prof. Dr. Funda Başaran Yavaşlar
Prof. Dr. Funda Başaran YavaşlarFotoğraf: privat

Başaran Yavaşlar, Ticaret, Ekonomik, Sınai, Teknik ve Bilimsel İş birliği Anlaşması'nda da ihtilafın taraflarca dostane bir şekilde çözümlenmesinin düzenlendiğine, dolayısıyla bu anlaşmaya dair bir fesih sorununun da görünmediğine dikkat çekiyor. 1996 tarihli Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması'nda tarafların 10 yıl sonra anlaşmayı sonlandırma hakkı bulunuyor.

Serbest Ticaret Anlaşması'na yönelik olarak ise sorunun çözümü için öncelikli olarak bir ortak komite kurulmasının kararlaştırıldığına işaret eden Başaran Yavaşlar'ın verdiği bilgiye göre, bu bir çözüm olmazsa, taraflardan biri, ortak komiteyi de bilgilendirerek bir tedbir alma hakkına sahip. Ancak bu tedbirin anlaşmaya en az zarar verecek tedbir olması gerekiyor. Yine anlaşmaya göre taraflardan bir tanesi hakem atama talebinde bulunabiliyor. Her iki ülkenin hakemleri ve bir ortak hakemle karar oy birliğiyle alınıyor. Bu karara da tarafların uyması gerekiyor. Yine Serbest Ticaret Anlaşması'nda da fesih imkanı mümkün. Tarafların feshi altı ay önce diplomatik yollarla bildirmesi gerekiyor.

"Anlaşmaların feshi yoluna gidilmez"

Ancak İsrail ile ilişkilerde geçmişte de kritik süreçlerden geçilmiş olmasına rağmen bu anlaşmaların hiç birinin feshi yoluna gidilmediğini söyleyen Başaran Yavaşlar, şu anda da böyle bir durumun söz konusu olmayacağını düşünüyor.

Ticari ilişkilerin sonlandırılmasının daha çok Serbest Ticaret Anlaşması'nın konusu olduğunu dile getiren Başaran Yavaşlar, "Bu şekilde ilişkiler yine bir müddet durdurulmuş olacak. İsrail de tabii ki buna misilleme yapacaktır. Diğer yandan biliyorsunuz Filistin'in tanınması söz konusu. Avrupa Birliği'nden yapılan açıklamalar pek çok Avrupa Birliği devletinin yakında Filistin'i tanıyacağı, Birleşmiş Milletler'e de üye olarak kabul edileceği şeklinde. Yakın zaman içerisinde belki ona bağlı olarak bir yumuşama hali tekrar ortaya çıkabilir" diyor. ABD'deki Filistin yanlısı öğrenci protestolarını hatırlatan Başaran Yavaşlar, "Tabi İsrail uygulamalarında farklılaşmaya giderse yumuşama olur. Ama şu aşamada en azından bir müddet bundan dönüş olmayacaktır" diye ekliyor.

"Dünya Ticaret Örgütü'ne gidilebilir"

Diğer yandan hem Türkiye hem de İsrail'in Dünya Ticaret Örgütü'ne üye olduğuna işaret eden Başaran Yavaşlar, aralarındaki sorunu herhangi bir şekilde çözemedikleri durumda taraflardan birinin uyuşmazlık çözüm mekanizmasına başvurabileceğini anlatıyor. Müzakerelerden altı ay sonuç alınmaması halinde temyiz sürecine varan aşamaların olduğunu ifade eden Başaran Yavaşlar, "Bu süreçte Türkiye'nin anlaşmaya uymadığına karar verilmesi halinde nasıl bir yaptırım var? Bir tazminat burada öngörülmüş vaziyette ama tazminat neredeyse hiç uygulanmıyor. Bu durumda davacı olana, yani şikayet eden ülkeye misilleme imkanı tanınmış vaziyette. Bunu da devletler görüyorlar netice itibariyle. Dolayısıyla hiç oraya bile gitmeden kendi meselelerini kendileri yapıyorlar açıkçası" diye konuşuyor.

Mevcut ticari ilişkiler ne boyutta?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre İsrail, 2023 yılında, 5,4 milyar dolar ihracat hacmi ile Türkiye'nin en fazla ihracat gerçekleştirdiği ülkeler arasında 13'üncü sırada yer aldı. İsrail, Türkiye'nin toplam ihracatından yüzde 2,1 pay aldı.

Ticaret Bakanlığı'nın verilerine göre de savaşın başlangıcından önceki Eylül ayında Türkiye, İsrail'e 499 milyon dolar değerinde ihracat yaparken savaşın başladığı Ekim ayında İsrail'e yapılan ihracat, bir önceki aya göre ciddi bir düşüş göstererek yaklaşık 348 milyon dolar seviyesine geriledi. İhracat rakamı, Kasım ayında ise 319 milyon dolara indi. Ancak iki aylık düşüş sonrası ihracat Aralık 2023'te yönünü tekrar yukarı çevirerek neredeyse savaş öncesi seviyelere geldi. İsrail'e yapılan ihracat Aralık 2023'te 429 milyon doları bulurken Ocak'ta 349 milyon, Şubat'ta 422 milyon, Mart'ta 437 milyon dolar seviyelerine yükseldi. Buna göre İsrail'e olan ihracat Nisan'daki kısıtlama kararı öncesi son altı ayın rekorunu kırdı.

"İhracat daha fazla sekteye uğrayacak"

Bugün açıklanan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verileri ise Mart ayında 437 milyon dolar olan Türkiye'nin İsrail'e ihracatının Nisan'da 315 milyon dolara gerilediğini gösterdi. 9 Nisan'da İsrail'e ihracata kısıtlama gelmişti. TİM verilerine göre İsrail, Nisan ayı itibarıyla Türkiye'nin en fazla ihracat yaptığı 16. ülke konumunda.

Türkiye'nin İsrail ile ticaret ilişkisinde dış fazla verdiğini, ticaret hacminin yüzde 76'sının ihracattan oluştuğunu ifade eden Prof. Dr. Oğuz Oyan, kararı, "Mevcut rakamlara göre ihracat-ithalat işlemlerinin durdurulması, Türk ihracatını, ithalata oranla daha fazla sekte uğratacak. Demek ki bunu gözden çıkarıyorlar" diye değerlendiriyor.

Türkiye'nin İsrail'den ithalatı Ocak-Mart 2024 döneminde yaklaşık 429 milyon dolar olarak gerçekleşti. Geçen yılın tamamında ise İsrail'den yapılan ithalat 1,6 milyar dolar düzeyinde oldu. İsrail, bu rakamla Türkiye'nin ithalat yaptığı ülkeler arasında 32. sırada yer aldı.

"AKP güven kaybını onarmaya çalışıyor"

Oğuz Oyan'a göre Erdoğan-Biden görüşmesinin iptal edilmesi de ticareti ilişkileri durdurma kararını hızlandırmış gözüküyor.

Geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 9 Mayıs'ta ABD'ye yapması planlanan ziyaret iptal edilmiş, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, ziyaretin, "Programların uyuşmaması nedeniyle, her iki taraf için uygun olacak ileri bir tarihe ertelendiği" açıklamasını yapmıştı.

Ticareti durdurma kararının altında seçim sonrasında AKP'nin kendini yeniden inşa etme isteğinin de yattığının altını çizen Oyan, "Süreç seçimlerde AKP aleyhine çalıştı. Özellikle Yeniden Refah Partisi üzerinden gelen eleştiriler AKP seçmenini etkiledi, seçim başarısını önemli ölçüde düşürdü. AKP şimdiden seçimler uzakta da olsa toplum nezdinde azalan prestijini ve özellikle de bu konuda doğruları toplumla paylaşmamış olmasının getirdiği güven kaybını bir şekilde onarmaya çalışıyor" ifadelerini kullanıyor.

"Turizme de etkileri olacak"

İhracattaki kaybın gözden çıkarılmış olduğunu düşünen Oyan, İsrail'den Türkiye'ye önemli ölçüde İsrailli turist geldiğine işaret ederek kararın turizme olumsuz etkilerini de dikkat almak gerektiği görüşünde.

Türkiye, İsrailli turistler için önemli bir tatil lokasyonu. Türkiye'yi ziyaret eden İsraillilerin sayısı 2019'da 570 bin ile rekor kırmış, pandemi sonrasında sınırların yeniden açılması ile 2022'de Türkiye'ye gelen İsrailli turist sayısı 843 bini geçmişti. Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre geçen yıl ise İsrail'den Türkiye'ye gelen ziyaretçi sayısı 2022 yılına göre yüzde 9,16 düşüşle yaklaşık 766 bin oldu. İsrail, savaşın ardından Türkiye'ye dönük seyahat uyarısı yaparak ve vatandaşlarına "Türkiye'yi derhal terk edin" çağrısında bulunmuştu. İsrail, bu rakamlarla Türkiye'ye en fazla turist gönderen 13. ülke konumundan 17'ciliğe geriledi.

Türkiye'ye fon akışı nasıl etkilenir?

Oyan'a göre alınan karar, Türkiye'nin dış kaynak arayışını da sekteye uğratabilir.

"Bugünkü Batı dünyası, yani Amerika ve Avrupa İsrail'e dönük önlemler alan ülkelere olumlu bakmıyor. Hatta bütün bunları antisemit eylemler olarak da görüyorlar" diyen Oyan, "Bunların antisemitizm ile kuşkusuz bir ilgisi yok. Gazze'de İsrail'in sürdürdüğü politikaları durdurma, özellikle de son olarak Refah'ta bir katliam yaşanmasına engel olma amacını taşıyor. Ama tabii bunu anlatmaları zor. Bu da İsrail'le olan ilişkileri etkileyeceği gibi, Türkiye'nin finans çevrelerinin ile olan ilişkilerini de etkileyebilir. Türkiye'ye fon akışlarını etkileyebilir gibi de gözüküyor" ifadelerini kullanıyor.

Öte yandan Türkiye'nin yakın zamanda Güney Afrika'nın İsrail'e karşı Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı davaya müdahil olmaya karar verdiğini açıkladığına işaret eden Oyan, "Bunun da yabancı yatırımlara ne kadar etkisi olup olmayacağını göreceğiz. Ama sıfır etkide olmayacağını düşünebiliriz" yorumunu yapıyor.

DW Türkçe'ye VPN ile nasıl erişebilirim?

DW-Reporterin Pelin Ünker
Pelin Ünker Yolsuzluk ve vergi adaleti üzerine haber yapan araştırmacı gazeteci.@pelinunker