İngiliz Kraliyet Ailesi ne kadar Alman?
6 Mayıs 2023
İngiltere Kraliçesi Anne, yaklaşık 300 yıl önce, 1 Ağustos 1714'te hayatını kaybetti. Anne'in vefatının üzerine, Alman Elektör (Kurfürst) Georg Ludwig von Hannover, kral ilan edildi. Tahtın tek varisi olan von Hannover, böylece İngiliz tahtına çıkan ilk Alman olarak tarihe geçti.
Görgüsüz kral
İngiliz tebaası, von Hannover'in tahta çıkmasından pek memnun olmadı. Alman kral, kral ilan edilmesinden tam iki ay sonra İngiltere topraklarına ayak bastı ve 20 Ekim 1714'te Kral I. George olarak taç giydi. Boşanmış olan ve kamuoyunun gözleri önünde iki metresiyle boy gösteren kral, pek İngilizce bilmemesinin yanı sıra kraliyet ailesinin öngördüğü görgü kurallarına da sahip değildi. Kendisi o kadar görgüsüz olmalı ki, banketlerde uşakların önüne yemek fırlatılmaması yönünde bir protokol talimatı dahi mevcut olduğu söyleniyor.
Ancak zaman içerisinde İngilizler de II. George'un tahtta olduğu süre boyunca Krallık adına büyük başarılara imza attığının farkına vardı. İskoçya'daki isyanları bastıran, bugüne kadar geçerli olan iki partili sistemi kalıcı hâle getiren ve başarılı bir donanma kurmayı başaran kral İngiliz İmparatorluğu'nun sınırlarını genişletti.
II. ve III. George
Onun oğlu II. George ise İngilizlere bugün hâlâ varlığını sürdüren bir şarkı armağan etti: Birleşik Krallık'ın milli marşı olan, tahta bir kadın geçtiğinde "God Save the Queen" olarak da adlandırılan "God Save the King", II. George'un icraatlerinden biriydi.
Onun torunu III. George, Alman kökenli krallar sıralamasında İngiltere'de doğan ve ana dili olarak İngilizce konuşan ilk kral oldu. Alman Prenses Charlotte von Mecklenburg-Strelitz ile evlenen III. George'un, toplam 15 çocuğu oldu.
Yaşadığı metabolik bozukluk nedeniyle ağır ruhsal sorunlar yaşayan kral, zaman içerisinde yönetme kabiliyetini yitirdi. Sahip olduğu "ruh hastalığı" nedeniyle kendisine "Deli" lakabı layık görüldü.
IV. George: Kraliyet Ailesi'nin itibarının çöküşü
Onun en büyük oğlu olan Georg August Friedrich, Kral III. George henüz hayattayken yönetim işlerini devraldı ve 1820 yılında IV. George olarak tahta çıktı. Böylece kendisi, giderek Almanlaşan soyacağındaki yeni kral oldu.
Abartılı yaşam tarzı, İngiliz tebaasının kendisinden pek hazzetmemesine neden oldu. "Şişman" lakabının da yakıştırıldığı kralın ölümünün ardından, tebaa pek gözyaşı dökmedi. Zira IV. George, yaşamı boyunca dikkat çeken müsrifliği ve egzantrik huyları, Kraliyet Ailesi'nin itibarını ciddi bir biçimde zedeledi. Siyasi bir miras bırakmasa da kültürel bir miras bıraktığı söylenebilir: Buckingham Evi, Saray'a dönüştürüldü ve Brighton'da, günümüzde de Avrupa'da eşi benzeri olmayan bir yapı oluştu: Royal Pavilion.
Kraliçe Victoria ve Prens Albert
1837 yılında, IV. George'un ağırlıklı olarak Alman kökenli yeğeni Victoria tahta çıktı. Kraliçe Victoria, kuzeni olan Alman prens Albert von Sachsen-Coburg und Gotha ile evlendi. Başlangıçta Victoria'nın Alman bir bölge beyiyle evlenmesi yönündeki tercihine gülenler, kısa süre sonra fikirlerini değiştirdiler: Tebaanın çıkarına icraatlerde bulunan Albert'in aynı zamanda İngiltere'de Almanların Noel Ağacı geleneğini getirdiği söyleniyor. Aynı zamanda ilk uluslararası sergiyi 1851 yılında Londra'ya getiren Albert, aynı zamanda Krallıkta idare ve inşaat alanında reformlara imza attı.
Kraliyet Ailesi, Albert sayesinde itibarını geri kazanmış oldu. Bugün Londra'nın kalbinde kendisinin görkemli bir heykeli bulunuyor. Aynı zamanda Londra'daki Albert Köprüsü ve dünyaca ünlü konser merkezi Royal Albert Hall, ismini kendisinden alıyor.
Avrupa'nın "büyükannesi"
Albert bu icraatlere imza attığı sırada Kraliçe Victoria dokuz çocuk annesi olarak ekseriyetle temsil niteliğinde bir rol üstlendi. Dış politikadaki etkisi, özellikle Avrupa'nın önemli soylu aileleri ile arasındaki akraba ilişkileri sayesinde oluştu.
Çocuklarını soylu Avrupa ailelerinin çocuklarıyla evlendirdi. Dolayısıyla bugün Avrupa'nın birçok kraliyet ailesinin tahtında oturan isimler, Victoria'nın torunları: Danimarka Kraliçesi Margrethe, Norveç Kralı Harald, İsveç Kralı Carl Gustav, eski İspanya Kralı Juan Carlos ve eşi Sophia ve elbette Kraliçe II. Elizabeth. "Avrupa'nın büyükannesi" lakabının yakıştırıldığı Victoria, tahtta geçirdiği 64 yılın ardından en uzun tahtta kalan İngiltere Kraliçesi olarak hayata gözlerini yumdu. Victoria'nın bu rekorunu, 120 yıl sonra büyük büyük torunu II. Elizabeth kıracaktı.
Sachsen-Coburg'dan Windsor'a
Victoria 1901 yılında ölünce, tahta en yaşlı oğlu VII. Edward geçti ve Sachsen-Coburg ve Gotha ailesinden olup İngiliz tahtına oturan ilk isim oldu. 1910 yılında onun oğlu V. George tahta çıktı ve "Kraliçe Mary" olarak da bilinen Alman kökenli Maria von Teck ile evlendi.
V. George tahtta iken, Birinci Dünya Savaşı çıktı. İngiltere böylece, V. George'un kuzeni Alman Kral II. Wilhelm'e savaş ilan etmiş oldu. Alman İmparatorluğu'nun savaşı çıkaran aktör olarak görülmesi ışığında, İngiltere'de Almanlara karşı benimsenen tutum kısa süre içerisinde negatif bir seyir izlemeye başladı.
Bunun bir sonucu olarak V. Georg, 1917 yılında, Kraliyet Ailesi'nin Alman kökenli soyadını Windsor olarak deiştirdi. Bu isim bugün hâlâ kullanımda. George aynı zamanda tüm Alman unvanlarından da feragat etti. V. George'un kuzeni Ludwig von Battenberg de benzer bir yaklaşım izleyerek, Mountbatten soyadını aldı. Kraliçe II. Elizabeth'in eşi Prens Philip, Mountbatten ailesinin bir mensubu idi.
Nazi sempatizanı İngiliz Kralı
George'un oğlu VIII. Edward, 1936 yılında tahta çıktı. Geçmişinde boşanmış olan ABD'li Wallis Simpson ile birlikte olan VIII. Edward, tahttan feragat etti. Böylece erkek kardeşi Albert, VI. George ismi ile tahta çıktı. Birkaç yıl önce Almanya'da iktidara gelmiş olan Naziler ve Adolf Hitler'e, dünya kuşku ile bakıyordu. Edward ve Albert'in annesi Kraliçe Mary, oğullarının Alman kökenlerini unutmamasında ısrar etti. Aynı zamanda ailenin, Nazi Almanyasında çok sayıda kuzeninin olduğunu da unutmamak gerek.
Nazilere olan sempatisini açık bir biçimde göstermekten kaçınmayan Edward'ın, yüzünde büyük bir gülümseme varken Adolf Hitler ile el sıkıştığı bir fotoğraf da mevcut.
Henüz birkaç yıl önce, Edward ve baldızının, iki küçük kız çocuğu ile Hitler selamı verdikleri bir video ortaya çıktı. Bu küçük çocuklar, Margaret ve geleceğin kraliçesi Elizabeth idi. Fotoğrafı çeken ise, Elizabeth'in babası VI. George.
İngilizler bugün, İngiliz soylularının Nazilerle yakın ilişkilere sahip olmasından pek memnun değil. Dolayısıyla bu tür ilişkilerin kanıtı olabilecek belgeler de mümkün olduğunca gizli tutulmaya çalışılıyor.
Peki ya III. Charles ne kadar Alman?
Annesi İngiliz olan Kraliçe II. Elizabeth, yalnızca kısmen Alman idi. Eşi Philip'in ebeveynleri ise ağırlıklı olarak Alman kökenli idi. Philip’in akıcı olarak Almanca konuştuğu da biliniyor. 1947 yılında İngiliz vatandaşlığına geçen Philip, düğünden kısa süre önce Alman soylu unvanı "von Schleswig-Holstein-Sonderburg-Glücksburg'u" bırakarak yalnızca "Mountbatten" olarak anılmayı tercih etti.
Dolayısıyla bu evlilikten doğan en büyük çocuk olan, şimdiki kral III. Charles'ın, tahminen yüzde 50 Alman kökenli olduğu söylenebilir.
Charles'ın ilk eşi İngiliz Diana Spencer ile olan evliliğinden, Prens William ve Prens Harry doğdu. Prens William'ın eşi Kate'in ailesinde hiç Alman yok. Harry'nin eşi Meghan ise siyah bir baba ve İrlanda kökenli bir annenin kızı. Meghan'ın annesinin, Alman kökenlerine sahip olduğu da söyleniyor.
Gelecekte yeniden Alman kökenli birinin İngiliz tahtına çıkma olasılığı ise, son derece düşük. Aslında İngiliz monarkının soyundan gelen bir Alman var ve ismi Karin Vogel. Ancak Vogel, tahta çıkma sıralamasında 4 bin 973'üncü sırada.