1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İktidarın Gülşen korkusu

Türkei Banu Güven
Banu Güven
27 Ağustos 2022

“Bu şahane kadın cezaevinden kısa zaman sonra, daha da parlayarak çıkacak. Eminim ona ve temsil ettiği özgürlüklere saldıranlara da en güzel cevabı şahane bir şarkıyla verecek.” Banu Güven DW Türkçe için yazdı.

https://p.dw.com/p/4G8WS
Verhaftung von Sängerin Gulsen Colakoglu
Fotoğraf: Depo/AP/picture alliance

İmam Hatip Liseleri'ne hakaret suçu yeni çıktı, onun da cezasını almak Gülşen'e nasip oldu. Gülşen de başka bazı özgür kadınlar gibi uzun süredir hedefteydi. Sahne kostümünden tutun, sahneye atılan gökkuşağı bayrağını açmasına kadar yaptığı her hareket birilerince not edilmiş olacak ki, o "birileri" zamanı gelince işareti verdi; özel olarak bu işler için görevlendirildiğini anladığımız savcı pimi çekti. Gülşen işlemediği ve aslında varolmayan bir suçtan, kanunlara aykırı bir şekilde tutuklandı. Üstüne üstlük yatarı bile olmayan bir cezayı alıp almayacağı bile belli değilken, apar topar tutuklandı. Böylece Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi'ne topluma mal olmuş bir kadın daha girdi. Yatarı olmasa da, girsin de cezalandırılsın istendi. O yüzden gözdağı diyenler çok haklı. Ama pop janrına uygun söyleyelim: Havayı alırlar.

Ben Gülşen'in müziğine yabancıyım, ama kendisine değil. Bundan yıllar önce kendisine yazık edip bir ilişki de yaşadığı prodüktörü Erol Köse'nin zorbalığına direnmişti. Erol Köse'nin de itibarsızlaştırma kampanyasıyla kendisine yönelen lince rağmen, kameraların karşısında dimdik durup açıklama yapmıştı. Mesleki açıdan da baskılarla karşılaştı, şarkıları ondan izinsiz yayınlandı. Erol Köse'nin bazı TV programlarına katılmasına, şarkılarının radyolarda yayınlamasına engel olduğu konuşuldu. Gülşen'in baskı ve tehditlere boyun eğmemesine o zaman hayran olmuştum.

Gülşen'in sahnede de hiçbir baskıya eyvallah demeden varoluşu dikkatten kaçacak gibi değildi. Starlığın hakkını verdi, sahnede birbirinden güzel kostümler giydi. Bu nedenle yobazlardan, muhafazakar  çevrelerden, ekmeğini bu iktidarın kalitesiz televizyonlarının banal magazin programlarından yiyenlerin hedefi oldu. Ama hiç aldırmadı.  Gülşen'e, memleketi Ordu'da 2018'de verdiği konserden sonra kendisine, "Çorabını çeker misin, başkan geliyor" deme cüretini gösteren sunucuya verdiği dersi gördükten sonra daha da hayran oldum. Özellikle belediye başkanına "Bir daha böyle adamları sunucu diye karşıma çıkarmayın" diyerek verdiği mesaj da çok inceydi.

Sahne kostümleriyle ilgili belalısı Erol Köse'nin alevlendirmeye çalıştığı tüm sataşmalara verdiği cevap da şurada dursun: "Son konserimde, dilediğimi giyme özgürlüğümü kullanarak seçtiğim kıyafet, bir çok farklı ama en mühimi özgürlük alanına, tercihlere olan saygı sınırlarını aşan türden yorumları duymama sebep oldu. Sizler için çok küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum.

Ne giydiğime, ne düşündüğüme, nasıl yaşamak ve var olmak istediğime sadece ama sadece kendim karar verebilirim. Tıpkı sizlerin de hayatlarında olduğu ya da olması gerektiği gibi.

Bir toplumu oluşturan bütün parçaların, her görüşten, her inançtan olan tüm insanların, birbirlerine zarar vermeden, dilediği şekilde bir arada barış içinde yaşamasıdır bütün hikaye.

Bugün toplum olarak geldiğimiz noktada bunu hatırlatmak durumunda kalmış olmak inanılmaz iç acıtıcı.

Ama ben bilhassa, bana kalbi ve aklıyla eşlik edenlere, umut diyenlere, nefes kabul edenlere sımsıkı sarılıyorum ve teşekkür ediyorum.

Öyle hayat doluyuz ki yok ettiklerini düşündükçe kök salıyoruz.”

Şu anda da olan tam bu. Gülşen'i bu şekilde sindireceklerini ya da susturacaklarını zannediyorlar. Ama yanılacaklar. Bu şahane kadın cezaevinden kısa zaman sonra, daha da parlayarak çıkacak. Eminim ona ve temsil ettiği özgürlüklere saldıranlara da en güzel cevabı şahane bir şarkıyla verecek.

Gülşen'e şapka çıkarıyor, o günü sabırsızlıkla bekliyorum.

Türkei Banu Güven
Banu Güven Gazeteci ve TV moderatörü. Türkiye, Almanya ve dünyadaki gelişmeler üzerine yazılar kaleme alıyor.