1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Fidan ve Kalın'ın ABD görüşmelerinde neler konuşuldu?

13 Mart 2024

Hakan Fidan ve İbrahim Kalın'ın ziyaretleriyle somutlaşan Türkiye ile ABD arasındaki son yakınlaşmanın detayları neler? Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Keçeli ziyaretlere ilişkin bilgi verdi.

https://p.dw.com/p/4dSt4
ABD ve Türkiye'den heyetler Washington'da masada otururken
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'la geçen hafta Washington'da bir araya gelmişti Fotoğraf: DHA

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın geçen hafta art arda yaptıkları ABD ziyaretlerinin ardından iki ülke arasındaki yakınlaşma ve bunun önümüzdeki dönemde farklı alanlardaki olası yansımaları gündemdeki yerini koruyor.

Fidan ve Kalın'ın temaslarında iki ülke arasındaki konu başlıkları ele alınırken, Fidan'ın mevkidaşı ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile gerçekleştirdiği toplantıda Türkiye ile ABD arasında terörle mücadelede yeni bir mekanizma kurulması yönünde mutabakata varılmıştı.

Fidan'ın Blinken ile görüşmesinin ardından yapılan ortak açıklamada Türkiye ve ABD'nin "ulusal güvenliklerini tehdit eden terörizme karşı iş birliğini artırmak" amacıyla "Terörle Mücadele İstişareleri"ni yeniden başlatma kararı aldığı belirtilmişti.

Kalın ise CIA Başkanı William Burns ile 4 Mart’ta bir araya gelmişti. Washington'daki görüşmelerin ardından Fidan ve Kalın Ankara'da Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile bir güvenlik zirvesi gerçekleştirdi.

Dışişleri Bakanlığından ziyaretlere ilişkin bilgi 

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli bugün düzenlediği Dışişleri Bakanlığı basın bilgilendirme toplantısında Fidan'ın ziyareti ve görüşmelerin detaylarına ilişkin bilgi verdi.

Türkiye ile ABD arasında kurulan "terörle mücadele istişare mekanizmasının" teknik düzeyde olacağını ve düzenli toplanacağını belirten Keçeli, mekanizma toplantılarının güvenlik birimlerinin de dahil olacağı farklı kurumların katılımıyla yapılacağını kaydetti.

Fidan'ın ziyareti sırasında dışişleri bakanları düzeyindeki Stratejik Mekanizma toplantısı ile işbirliği alanlarının genişletilmesi ve mevcut sorunların çözümü için neler yapılabileceği de ele alınmıştı.

Stratejik Mekanizma çalışma gruplarının 7 Mart'ta bir araya geldiğini hatırlatan Keçeli, üç çalışma grubunun terörle mücadele gibi farklı siyasi ve askeri işbirliği alanlarına, dört çalışma grubunun ise bölgesel konulara odaklandığını söyleyerek "Terörle mücadele alanında net mesajımız oldu. PKK, YPG ve FETÖ ile ilgili beklentilerimizi tekrar ilettik. Terör örgütleriyle işbirliğinin asla kabul edilemez olduğunu belirttik" dedi.

ABD tarafına savunma sanayi kısıtlamalarının kaldırılması gerektiğini de aktardıklarını belirten Keçeli, bu çerçevede CAATSA yaptırımları ve Türkiye'nin S-400'ler gerekçesiyle çıkartıldığı F-35 projesiyle ilgili prosedürlerin tamamlanması gerektiğini ancak bu iki konunun farklı süreçler olduğunu kaydetti.

Fidan, ABD'de son yaptığı açıklamada F-35'lerle ilgili pozisyonlarını koruduklarını söyleyerek "Buraya yapmış olduğumuz bir ulusal ödeme var, almamız gereken uçaklar var. Türkiye tabii bu konuları geniş fikirli açık bir şekilde konuşmaya tartışmaya her zaman hazır. Geldiğimiz aşamada aslında bu konuları farklı perspektiflerle tartışabileceğimize de inanıyoruz. Amerika'nın da bu konuda açık fikirli olması lazım diye düşünüyoruz, bazı görüş alışverişleri var" demişti.

Türkiye-Irak güvenlik zirvesi toplanacak

Türkiye ile Irak arasında son dönemde artan ziyaret ve görüşme trafiği ile yaz aylarında beklenen olası bir operasyon, toplantının gündemindeki konulardan bir diğeri oldu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 4 Mart'taki kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada "İnşallah bu yaz, Irak sınırlarımızla ilgili meseleyi kalıcı olarak çözüme kavuşturacağız. Irak-Suriye sınırları boyunca 30-40 kilometre derinliğinde güvenlik koridoru oluşturacağız" demişti.

Sözcü Keçeli, olası bir operasyonun ABD ile yapılan son görüşmelerde gündeme gelip gelmediğinin sorulması üzerine, bu konunun da iki ülkenin gündeminde olduğunu ancak "izin ya da icazet almak" boyutu taşımadığını ifade etti.

Türkiye ile Irak'ın en son Aralık ayında bir güvenlik zirvesi yaptığını anımsatan Keçeli, bunun yenisinin yarın (14 Mart) Bağdat'ta gerçekleşeceğini kaydetti.

"Terörle mücadelede ortak anlayışın geliştirilmesi ve atılabilecek adımlar masada olacak" diyen Keçeli, bunun yanı sıra iki ülke arasındaki iş birliği alanlarının ele alınacağını; ayrıca Irak'taki doğal gaz kaynaklarının değerlendirilmesi ve uluslararası pazarlara sevki, yenilenebilir enerji alanında ortak projeler gibi başlıkların da masada olacağını bildirdi.

Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Nisan ayında Irak'a yapacağı resmi ziyaret için de hazırlıklar sürüyor. Erdoğan'ın ziyareti 12 yıl aradan sonra cumhurbaşkanı düzeyinde Ankara'dan yapılan ilk ziyaret olacak.

Türkiye PKK'nın Kuzey Irak'ta kış aylarında gerçekleştirdiği ve çok sayıda askerin hayatını kaybettiği saldırıların ardından Irak üstündeki baskısını artırırken gerek Bağdat'taki merkezi yönetimden gerekse Süleymaniye’deki Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) yönetiminden "teröre karşı somut iş birliği" talep ediyor. Bu noktada Ankara'nın Süleymaniye ile ilgili sıkıntılarının sürdüğü zaman zaman dillendiriliyor.

Keçeli, "Süleymaniye'den beklentilerimiz var. Çeşitli temaslar yapılıyor. Ancak Süleymaniye ile ilişkilerimizi önceki seviyeye getirecek adımlar henüz onlar tarafından atılmadı" diye konuştu.

"Gazze’ye yardım karadan olmalı"

Keçeli basın toplantısında ABD ile görüşmelerde de gündeme gelen Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması ile ilgili Ankara'nın görüşmelerini de aktardı.

Washington'daki görüşmelerde, Gazze'de acil ve tam bir ateşkesin sağlanması ile hemen ardından iki devletli çözümün başlatılması gerektiği yönündeki görüşlerini ABD tarafına tekrar ilettiklerini söyleyen Keçeli, ABD'nin bugünlerde denizden yapmaya çalıştığı insani yardımlara Ankara'nın bakışını aktardı.

Keçeli, insani yardım malzemelerinin denizden ya da havadan ulaştırılmaya çalışılmasının ABD'nin sorunun aciliyetini anlaması açısından olumlu olduğunu ancak meselenin asıl kökenine odaklanmayıp geçici çözümler arayışına işaret ettiğini belirterek, asıl yapılması gerekenin insani yardımların karadan Gazze'ye ulaşması için İsrail'in izin vermesinin sağlanması olduğunu kaydetti.DW Türkçe'ye engelsiz nasıl ulaşabilirim?

DW-Korrespondentin Gülsen Solaker
Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.