1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Doğal gazdaki acil durum ile mücadelede tabu yok

Jens Thurau
Jens Thurau
23 Haziran 2022

Az ısıt, seyrek duş al? Almanya'yı zor bir sonbahar ve kış bekliyor olabilir. Jens Thurau, bunun Rusya ile Ukrayna arasında yaşanan savaşın yanı sıra Almanya'da izlenen enerji politikasından kaynaklandığı görüşünde.

https://p.dw.com/p/4D8Cz
Almanya, Rus doğal gazına olan bağımlılığı azaltmayı hedefliyor
Almanya, Rus doğal gazına olan bağımlılığı azaltmayı hedefliyorFotoğraf: Patrick Pleul/dpa/picture alliance

2011 yılındaki Fukuşima faciasından sonra nükleer enerjiden vazgeçme kararı, kömürden 2030 itibarıyla çıkış kararı, iklim koruma için yenilenebilir enerjilerin genişletilmesi… Almanya'nın daha önceki hükümetlerde olduğu gibi mevcut hükümet yönetiminde de enerji arzını yeniden yapılandırma yönünde iddialı planları var. Adeta mahcup bir şekilde de her fırsatta doğal gaz "geçiş teknolojisi" olarak nitelendirildi. Başka bir ifadeyle Almanya'da gaza ısınma, endüstri ve enerji üretimi için hâlâ ihtiyaç duyuluyor. Ancak bu çok uzun süremeyecek, en azından plan bu yöndeydi. Ama bu plan başka bir dönemden kalma. O dönemde bir numaralı gaz tedarikçisi olan Rusya'ya gözü kapalı güven vardı.

Rüzgar ve güneş enerjisinin geliştirilmesindeki yavaşlık

Cam üretimi gibi endüstrinin önemli alanlanın çok fazla gaza bağımlı olduğu ancak şimdi gerçekten netleşiyor. Şirketlerden, geleceğin enerji kaynağı olarak yeşil hidrojene güvendiklerini giderek daha sık duysak da, bunların çoğu hâlâ geleceğe ait hayaller. Hidrojen yalnızca rüzgar veya güneş enerjisiyle de üretiliyorsa yeşil sayılabilir. Yani her şey yenilenebilir enerji kaynaklarının hızlı ve yoğun bir şekilde genişletilmesine bağlı. Ama bu son yıllarda oldukça aksıyor. Enerjide dönüşüm konusunda birçok şey ters gitti, ancak bu bilginin mevcut durumda pek de yardımı olmuyor.

DW Editörü Jens Thurau
DW Editörü Jens ThurauFotoğraf: DW

Gaz arzını sudan bahanelerle kesmek, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in saldırgan mantığına uygun. Buna rağmen, yeni federal hükümet bile artık gerçek olan şeyi uzun süre kabul etmek istemedi: Gazda acil durum riski bulunuyor. Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck, örneğin Katar Emirliği'den sıvılaştırılmış gaz tedarikini teşvik ederek pek çok ilkeyi çiğnemişti. Şimdi hükümet, kömürle çalışan elektrik santrallerinin yeniden işletilmesini gündeme getirdi. Bu şekilde depolanan gazın kış aylarında kullanılmak üzere ayrılabilmesi için ek elektrik sağlamış olacaklar. Kulağa acil durum gibi geliyor ve muhtemelen de öyle. Ve iklim koruması arka planda kalıyor. Ancak şu anda bu yine de doğru bir adım.

Aynı zamanda koalisyonda, özellikle Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) arasında, Almanya'da halen şebekeye bağlı üç nükleer santral hakkında hararetli bir tartışma yaşanıyor. Hâlâ ülkenin elektriğinin yaklaşık yüzde 5'ini sağlayan bu santrallerin yıl sonunda kapatılmaları öngörülüyor. Teknik olarak faaliyete devam etmeleri muhtemelen mümkün, ancak bu durum özellikle finansal olarak önemli bir masraf getiriyor. Ve üç tesis, her yerde hazır bulunamayan yakıt maddesine ihtiyaç duyuyor. Nükleer santrallerin sahibi olan elektrik şirketleri bile bu tartışmaya katılmıyor. Ancak en azından bir geçiş dönemi için tüm seçeneklerin masada olması gerektiği doğru.

Başbakan'dan net bir açıklama

Fakat durum, parti siyaseti açısından bir hesaplaşma için çok ciddi. İnsanlara durumu açıklamak, onları enerji tasarrufu yapma ve zor zamanlara hazırlanma çağrısında bulunmak şimdi doğru olurdu. Bu zaten bir dereceye kadar yapılsa da, Başbakan'ın halka açık bir çağrısı hiç kötü olmaz. Ve orta ve uzun vadede ise tek yol yenilenebilir enerjilerin genişletilme konusunda gerçekten ciddi olmak. Almanya'nın kendine ait fosil enerji kaynakları yok denecek kadar az. Linyit yakıtlı santralleri uzun vadede işletmeye devam etmek, tüm iklim koruma çabalarını yok eder.

Bunların hepsi aynı anda oldukça fazla geliyor. Önce pandemi, ardından enflasyonla savaş ve korkunç bir şekilde yükselen enerji fiyatları, şimdi de doğal gazda acil durum riski. Ancak Almanya, yüksek teknoloji ülkesi olarak, dünyada kıtlık durumundaki birçok ülkeye kıyasla hâlâ iyi bir konumda. Şimdi enerjide dönüşüm temelli olarak başlamalı. Bağımsız olmanın tek yolu var. Fosil yakıtlardan, iklimle ilgili yüklerden, Rusya'dan. Bunu Almanya değilse kim yapabilir?