1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Daha da zor bir yıla hazır olun

Türkei Banu Güven
Banu Güven
12 Haziran 2022

Suriye’de operasyon, Yunanistan’la tansiyon, gazetecilere gözaltı, sosyal medya yasası… "Erdoğan, destek kaybettiği ortaya çıktıkça, vaziyeti kurtaracak yeni araçlara sarılıyor." Banu Güven DW Türkçe için yazdı.

https://p.dw.com/p/4CaXn
Türkei | Präsident Erdogan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ErdoğanFotoğraf: Emin Sansar/AA/picture alliance

Gidişat çok fena. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin gözlerinde ışıltı falan kalmadı. Erdoğan, 20 yıllık iktidarının sonuna yaklaşırken, devletin elinde finansal açıdan ne cephanelik varsa, hepsini tüketmek üzere. O konuştukça ekonomimiz dolara endeksleniyor. Erdoğan'ın otoriter ve dogmatik bir anlayışla üst üste yaptığı hataların bini bir para. Gezi protestoları dönemindeki tavrından tutun, ekonomi konusunda bu işin tahsilini görmüş, gece gündüz çalışmış, dirsek çürütmüş uzmanların uyarılarını hiçe sayan para politikası anlayışına kadar.

Erdoğan, bir otobanda ters yönde giden, ama kendisinden başka herkesin ters yönde gittiğine inanan bir sürücü gibi. O ters istikamette gitmekte ısrar ettikçe, başkaları şarampole yuvarlanıyor, uçurumun kenarında asılı kalıyor. Erdoğan "nas” diyerek çıktığı yoldan istese de geri dönemez artık, manevra yapacağı bir alan kalmadı çünkü. Ne var ki, onyıllardır etinden sütünden faydalandığı neo-liberalizmin kuralları da ona "nas”ın dikte ettiği hedefe varmayı yasaklıyor. Akılla, mantıkla açıklanabilecek bir iş değil yaptığı. Adı üzerinde, "nas”, yani TDK'daki anlamıyla "dogmanın” peşinde giderken, 20 yıllık AKP iktidarını sonlandıracak adımları bizzat atıyor.

Yeni kaybettiğimiz değerli araştırmacı Tarhan Erdem'in kurduğu KONDA Araştırma'nın son anketine göre, bugün seçim olsa AKP, tarihinin en düşük oyunu alacak: Yüzde 28,7… MHP yüzde 7,5 ile seçim barajının kenarında. Öteki tarafa yuvarlanması an meselesi. CHP yüzde 24,7, İYİ Parti yüzde 21,7'de, diğer partiler ise 5,2 oy alacak gibi görünüyor. Erdoğan'ın kapatılması talimatını verdiğini anladığımız HDP'nin oyu yüzde 12,2 olarak tespit edildi.

Seçime kadar çeşitli denemeler

Kamuoyu araştırmalarında destek kaybettiği ortaya çıktıkça vaziyeti kurtaracak yeni araçlara sarılıyor Erdoğan. Ama nafile. Hala ters yönde gittiği için, herkes önlemini almaya devam ediyor. Kur Korumalı Mevduat bu araçlardan biri. Bakan Nebati'nin dediği gibi, dar gelirliye faydası olmayan, aksine zararı olan bir uygulama. Dolar, TL karşısında yükselmeye devam ettiği için dar gelirlinin bütçesinden çalan ve kısa-orta vadede bile yarardan çok zarar veren bir uygulama. Nebati reddetse de, uzmanlar uygulamanın altı aylık maliyetinin 150 milyar TL'yi aştığını belirtiyor.

Gelire Endeksli Senetler: Faize faiz dememek

Gelire Endeksli Senetler (GES) de son icat. Kurcalamayanın pek anlayamayacağı bir yol bu. Bakanlık bu uygulamanın, Kamu İktisadi Teşebbüsleri, kısa adıyla KİT'ler içerisinde yer alan Devlet Hava Meydanları İşletmeleri (DHMİ) ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü'nden (KEGM) bütçeye aktarılan hasılat paylarına endeksli olacağını duyurdu.

Bu kavramlara yabancıysanız anlamak zor. O yüzden bu işin uzmanı Mahfi Eğilmez'in ne dediğine baktım, aktarıyorum: "Devlet tahvili ile herhangi bir geliri karşılık göstermeden borçlanmak varken, Osmanlı'nın borçlanamaz hale geldikten sonra Rüsum-u Sitte adı altında bir takım vergileri karşılık göstererek Galata Bankerlerinden borçlanması gibi bir yöntemin niçin tercih edildiğini anlamak zor. Tek açıklaması, ödenecek olan getiriye faiz adını vermemek gibi görünüyor.” Nerede kaldı sizin nas?

Milliyetçi duyguları ajite etmek

İktidarın zorda olduğu her zaman başvurduğu diğer bir yöntem de milliyetçi duyguları kaşımak. Bu taktik 2015 Kasım seçimlerinde sonuç vermişti hatırlayacak olursanız. Haziran seçimiyle, Kasım seçimi arasındaki, hala çözülememiş olan Ceylanpınar cinayetiyle başlayan, Kandil'in bombalanmasıyla devam eden süreç, AKP'yi MHP'nin de desteğiyle iktidara taşımıştı.

Suriye'de yeni operasyon, Yunanistan'la tansiyon

Erdoğan bu nedenle Ege'de Efes 2022 Tatbikatı'nı bir fırsat olarak görüp Yunanistan'a çıkıştı. Aslında statüsüne aykırı şekilde uzun süredir silahlandırılmış olan bazı Yunan adalarını gündeme getirip, bu adalar silahlardan arındırılmazsa, Türkiye'nin uluslararası anlaşmaların tanıdığı yetkilerini kullanmaktan geri durmayacağını söyledi. Erdoğan‘ın yüksek perdeden, tehditkar ifadeler kullanması, "Şaka yapmıyorum, sonu felaketle bitebilir” demesi, medyada hemen "Erdoğan'dan Yunanistan'a tokat gibi mesaj”, Erdoğan'dan Yunanistan'a: Kendine Gel” gibi başlıklarla yer buldu.

Erdoğan Suriye'de yeni bir harekat ihtimalini de canlandıran konuşmalar yapıyor. Suriye'de güvenli bölge yaratma fikrinin tekrar canlandığını, "Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı, Bahar Kalkanı ve Pençe-Kilit'le güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu darmadağın ettik… Güvenlik endişelerini yeni harekatlarla gidereceğiz” sözlerinden anlıyoruz. "Oluşturduğumuz güvenli bölgelere 500 binden fazla Suriyeli döndü” ifadeleri de, Erdoğan'ın seçime kadar Suriye'de, mültecilerin en azından bir kısmını yerleştirecek bir bölge oluşturma düşüncesinde olduğunu gösteriyor.

21 Kürt gazeteci gözaltında

Hak ve özgürlükler iyice tırpanlanacak. Bunun habercisi, kamuoyunda sosyal medya yasası olarak bilinen, hükümetin dezenformasyona ceza yasası olarak satmaya çalıştığı, ama basın özgürlüğüne bir kısıtlama daha getiren yasa teklifi. Bu yasayla beraber, hükümetin gerçek olmadığını iddia ettiği her türlü habere ve yazan haberciye ya da sosyal medyada paylaşanlara ceza yağabilecek. Adalete güvenin bu denli sarsıldığı bir dönemde, özellikle de seçim döneminde şaibeli bazı durumlar söz konusu olduğunda son derece kötüye kullanılabilecek, insanları sosyal medyada şüphelerini dile getirmekten bile alıkoyabilecek bir yasadan söz ediyoruz.

Geçen hafta Diyarbakır'da 21 gazetecinin gözaltına alınması da, özellikle Kürt meselesiyle ilgili cenderenin daralacağını gösteriyor. Suriye'ye yeni bir harekat olması halinde burada olan biteni aktarabilecek gazeteciler şimdiden sahadan toplanıyor. Gazetecilere aranan suç bulunamamış olacak ki, gözaltı süresi 4 gün daha uzatıldı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın yardımcılığına, hukukun üstünlüğü değil, siyasi kararlarla anılan hakim Akın Gürlek'in getirilmesi de önümüzdeki bir yılın hak ve özgürlükler açısından nasıl geçeceğine dair önemli bir işaret. Hükümet belki bu yolla, "gelecek yıl AKP-MHP seçimi kaybeder de devran dönerse ne yaparım?” diye düşünüp, hukukun üstünlüğünü hatırlayan savcı ve hakimlere bir gözdağı veriyor.

Bu gelişmeler doğrultusunda HDP'nin de seçime az bir süre kala kapatılacağından artık emin olabiliriz.

Demokratik bir seçimde imkansız

Erdoğan, bütün bu manevralarla uçağın burnunu doğrultmayı düşünüyor. Ne var ki, ekonomideki gidişatı düzeltmediği sürece, işi çok zor. Ekonomiye bu kadar zarar verdikten, enflasyonu kendi elleriyle kontrolden çıkardıktan sonra da durumu toparlaması, normal koşullarda, demokratik koşullarda yapılacak bir seçimde artık imkansız. O yüzden bizi çok zor bir yıl bekliyor.

 

Türkei Banu Güven
Banu Güven Gazeteci ve TV moderatörü. Türkiye, Almanya ve dünyadaki gelişmeler üzerine yazılar kaleme alıyor.