1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Altılı masa ortak adayın ismini ne zaman koyacak?

16 Kasım 2022

Altılı masa ortak adayını açıklama konusunda acele etmezken, uzmanlara göre bu strateji tüm potansiyel adayların aynı anda kaybetmesine ve masanın altındaki zeminin kaymasına yol açabilir.

https://p.dw.com/p/4JaEu
Altılı Masa'nın liderleri - (02.10.2022 - Ankara)
Fotoğraf: DHA

Altılı masada güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş, ekonomi ve dış politika gibi önemli konu başlıklarına dair çalışmalar sürerken, ortak aday konusunun son toplantıda gündeme gelmediği belirtiliyor. Ancak uzmanlara göre her ne kadar kendi planına göre hareket ettiği görülse de altılı masanın adayını açıklamada yavaş davranması zemini altından çekebilir.

Altı muhalefet partisinin son toplantısından sonra yapılan açıklamada "ortak aday" hususu tekrarlanarak, "Bir kez daha vurgulamak isteriz ki Altılı Masa'nın ortak adayı 13. Cumhurbaşkanı olacak" denilmişti.

DW Türkçe'nin edindiği bilgilere göre toplantıda ortak aday konusu gündeme gelmezken, daha önce de çeşitli kereler açıklandığı gibi adayın belirlenmesinin ancak parlamenter sisteme geçiş süreci ve ortak gündem belgesi gibi konuların netleşmesinin ardından ele alınması planlanıyor.

Altılı masayı oluşturan partilerden üst düzey bir yetkili masaya ilişkin "yavaşlık" eleştirilerini seçime daha altı ay kadar bir süre olduğunu hatırlatarak "Hızlı koşarsak nefesimiz kesilir" sözüyle yanıtlıyor.

Siyaset Bilimci Dr. Kerem Yavaşça altılı masanın şimdiye kadar ortaya koyduğu stratejinin önce ortak politikaları ve geçiş süreci yol haritasını belirlemek ardından ortak adayı tespit etmek olduğunu söyleyerek, "Fakat her ne kadar analitik bir plan gibi görünse de bunun siyasetin doğasına ve Türkiye'deki mevcut siyasi atmosfere ne kadar uyumlu olduğu tartışma konusu" diyor.

Altılı masanın adayını artık açıklaması gerektiğini düşünen Yavaşça, "Adayın açıklanmasının veya aday üzerine konuşmanın vakti geldi de geçiyor esasen. Çünkü altılı masa açısından bakıldığında zemin altından kayıyor ve bunu toparlamak için de çok fazla bir zaman kalmıyor gibi bir görüntü var" diyor.

Yavaşça bir çıkış noktası olarak adayın ismi şu anda açıklanmasa da en azından açıklanacağı tarihin belirlenerek kamuoyuna duyurulmasının mümkün olabileceğini ifade ederek, "Bu altılı masa açısından tekrar ilgi odağı haline gelmesine aslında imkan sağlayabilecek bir unsur olur" diyor.

Ortak adaylık için kimlerin isimleri geçiyor?

Belirlenmesi ve kamuoyuna açıklanması yeni yılı bulabileceği söylenen ortak aday ile ilgili şu ana kadar Ankara kulislerinde sıklıkla dile getirilen isim CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu.

Gelinen son noktada Kılıçdaroğlu'nun da aday olmaya eskisine kıyasla daha sıcak baktığı belirtilirken, bununla birlikte seçimi kazanmanın kendisi için hala "daha öncelikli bir konu olduğu" CHP liderine yakın isimlerin vurguladığı bir husus.

Ancak her ne kadar CHP lideri ve kadrosu Kılıçdaroğlu'nun adaylığı için istekli olsa da İYİ Parti'den çeşitli kademelerce zaman zaman yapılan açıklamalar CHP lideri ile seçimi kazanma ile ilgili şüpheler olduğu yönünde.

Siyaset Bilimci Can Kakışım, bundan birkaç ay öncesine kadar Kılıçdaroğlu'nun muhalefetin doğal cumhurbaşkanı adayı gibi bir görüntü içinde olduğunu ancak son birkaç ay içinde önemli bazı değişiklikler ile bu tablonun değiştiğine dikkat çekerek, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in eskiden adaylıkla ilgili çok net tavır göstermemesine rağmen son zamanda bunu değiştirdiğini şu sözlerle aktarıyor:

"Özellikle CHP içerisinde bazı isimlerin altılı masaya yönelik 'eğer Kılıçdaroğlu'nun adaylığı onaylanmazsa masa dağılır' türü söylemleri dile getirmesinden sonra Akşener önemli bir çıkış yaptı ve dedi ki 'altılı masa noter değil'. Bundan sonra da Kılıçdaroğlu'nun adaylık kampanyasıyla ilgili dozu biraz düşürdüğüne şahit olduk."

Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş

Yavaşça da Kılıçdaroğlu'nun şimdiye kadar "adı konulmamış bir kampanya" sürdürdüğünü ancak bu kampanyanın özellikle son birkaç ayda çok da başarılı olmadığını belirterek, "adı konmamış adaylıkla" ilgili şu tehlikeye işaret ediyor:

"Bu adın koyulmamasından kaynaklanan süreç, buradaki tüm adayların kamuoyundaki itibarını da, ya da desteğini de daha aşağıya çekti. Yani burada bir maalesef kaybet-kaybet durumu söz konusu olmaya başlamıştı."

Bu nedenle İYİ Parti'nin eleştirilerini biraz daha yüksek tondan seslendirmeye başladığı belirtiliyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ismini ortak adaylık için öne sürme ihtimalinin konuşulduğu kulislerde, bununla birlikte aslen CHP'li olmayan, ülkücü kökenden gelen Yavaş'ın parti tabanından destek bulmasının daha zor olduğu da değerlendiriliyor.

Kılıçdaroğlu'nun adaylığının gerçekleşmemesi durumunda ise yine onun işaret edeceği bir ismin altılı masada da konuşulup karara bağlanarak ortak aday olmasının yüksek olasılık olduğuna dikkat çekiliyor. Bu durumda Kılıçdaroğlu'nun Yavaş'ı değil parti tabanı ile ilişkileri daha iyi olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu tercih edebileceği konuşuluyor.

İmamoğlu'nun yargı süreci denklemi nasıl etkiler?

Peki son günlerde ismi yeniden ön plana çıktığı gözlenen İmamoğlu ile ilgili devam eden yargı süreci ortak aday denklemini nasıl etkileyebilir?

İmamoğlu'nun YSK üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı ve kamuoyunda "ahmak davası" olarak bilinen dava 14 Aralık'a ertelenmişti.

CHP kulislerine göre İBB Başkanı ile ilgili yargı sürecinin tamamlanarak, siyaset yasağı gibi bir sonuç doğurmasının gerçekleşmesi "normal koşullarda" seçime kadar beklenmiyor. Ancak iktidarın oyun planına göre bu süreyi kısaltmak isteyebileceği, yasak gibi bir durum söz konusu olması durumunda da İmamoğlu'nun sahada ortak aday her kim olacaksa onun için çalışacağı düşünülüyor.

Kakışım, İmamoğlu'nun altı ay kadar önce tatil ithamları, balıkçıdaki yemek gibi konularla çok yıpratıldığını ve biraz denklem dışında kaldığının konuşulduğunu anımsatarak, İBB Başkanı'nın yeniden denkleme dahil oluşunu şu sözlerle anlatıyor:

"Bu sürede İmamoğlu sadece İstanbul'a odaklandı. Ve gerçekten de iyi bir performans sergiledi. Hem metro ağının genişletilmesi hem tarihsel ve kültürel yapıların restore edilmesi veya sosyal yardımlarla alakalı önemli adımlar attı. Bu da onun imajını son derece güçlendirdi. Bu nedenle İmamoğlu'nun da tekrar adaylık konusunda ön plana çıkan bir isim olduğunu kabul etmek gerekiyor."

İstanbul'daki son saldırının ardından İmamoğlu her gün olay bölgesine giderek esnafı ziyaret etmeye ve moral vermeye devam ediyor.

Kakışım, "ahmak davasının" da İmamoğlu'nun popülaritesine katkı sağladığını söyleyerek, şöyle konuşuyor:

"Bu süreçte görüldü ki bir taraftan iktidar tüm olanaklarıyla Kılıçdaroğlu'nu karşısına aday olarak çekmeye çalışırken, diğer taraftan İmamoğlu'nu itmeye veya onu siyasi yasaklı hale getirmeye çalışıyor. Bu da insanları 'iktidar Kılıçdaroğlu'nun karşısına çıkmasını bu kadar isteyip, İmamoğlu'ndan bu kadar korkuyorsa; bu gidilmesi gereken doğal yolu göstermez mi?' diye düşünmeye itti."

Bu arada altılı masa Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem hedefiyle gündeme getireceği anayasa değişikliği paketi önerisinin 28 Kasım'da liderlerin katılımıyla açıklamayı planlıyor.

DW-Korrespondentin Gülsen Solaker
Gülsen Solaker Dış politika ve iç siyasi gelişmeler ağırlıklı olarak 1997’den beri çalışan gazeteci.