1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'nın bilinmeyen koruma altındaki dilleri

Nadine Michollek
12 Mart 2023

Danca, Frizce, Sorbca… Almanya'da konuşulan tek dil Almanca değil. Farklı lehçeleriyle birlikte toplam yedi bölgesel ve azınlık dili özel koruma altında.

https://p.dw.com/p/4OVSG
Almanya'nın kuzeydoğusunda yaşayan Sorbların "Kuş Düğünü" adını verdikleri bir eğlencesinde kostüm giymiş çocuklar
Almanya'nın kuzeydoğusunda yaşayan Sorbların "Kuş Düğünü" adını verdikleri bir eğlencesinde kostüm giymiş çocuklar Fotoğraf: Sebastian Kahnert/dpa/picture alliance

Gazeteler, radyo ve televizyon yayınları, hatta kendi okul ve eğitim sistemleri mevcut. Almanya'daki resmî olarak tanınmış azınlık halk grupları, kendilerine özgü dillerini korumaya çalışıyorlar. Almanya'da resmî kabul gören toplam dört tanınmış ulusal azınlık grubu var: Danimarkalı azınlık, Friz etnik grubu, Alman Sinti ve Romanlar ve Sorblar.

Bu azınlıklar, farklı lehçeleri dahil toplam altı azınlık dili konuşuyor. Bunların yanı sıra bölgesel bir dil olan ve Kuzey Almanya'da konuşulan Düşük Almanca (Plattdeutsch) şivesi de koruma altında.

Vikinglerin mirası: Danca

Kendi eğitim sistemi, kilise cemaatleri ve sosyal kurumları… Almanya'da yaşayan Danimarkalı azınlık, dillerini korumak için büyük gayret gösteriyor. Bugün Danca konuşan halk grubu, kendini "ana devlet Danimarka ile yakından bağlantılı olan bir topluluk" şeklinde tanımlıyor.

Danimarkalı azınlık, 1864 yılında ortaya çıktı. O dönemde bağımsız Schleswig Dukalığı, Danimarka-Prusya Savaşı'nda Prusya Krallığı'nın eline geçti. Bölgedeki Danimarkalı nüfus böylece azınlık haline geldi. Prusya, daha sonra yeni kurulan Alman İmparatorluğu'nun bir parçası oldu.

Yaklaşık bin yıllık bir geçmişi olan Danca dilinin kökeni Vikinglere kadar uzanıyor. Viking Çağı'nın sonunda İskandinav dilleri, birbirlerinden bağımsız olarak gelişti. Danca, Norveççe, İsveççe, İzlandaca ve Faroece olmak üzere toplam beş ayrı İskandinav dili ortaya çıktı.

Danca ve İngilizce'nin karışımı: Frizce

Frizce radyo istasyonları, yerel gazeteler, bir sözlük uygulaması ve okuldan üniversiteye kadar dil Frizce eğitimi. Frizler, dillerinin unutulmaması için her yolu deniyor. Çünkü ortak kültür ve tarihin yanı sıra dili de kimliklerinin önemli bir parçası olarak görüyorlar.

Almanya'daki Friz etnik grubu, yüz yıllardır Kuzey Denizi kıyısında, Hollanda ile Danimarka sınırı arasında yaşıyor. Almanya'da üç Friz grubu bulunuyor: Birincisi, Kuzey Frizcesi konuşan Kuzey Frizler. İkinci grubu Doğu Frizler oluşturuyor. Ancak bunlar artık Frizce değil, Düşük Almanca (Plattdeutsch) konuşuyor (Bu makalenin sonunda Plattdeusch ile ilgili bilgiler de yer alacak). Üçüncü grup olarak aynı adlı Friz lehçesini konuşan Sater Frizleri bulunuyor. Sater Frizcesi konuşan azınlık, Avrupa'daki en küçük dil gruplarından birini oluşturuyor.

İngilizce, Hollandaca ve Almanca gibi Frizce de Batı Cermen dil grubuna ait. İngilizce ve Danca'nın etkileri bugün bile hâlâ belirgin. Örneğin, Frizce 'hiir' anlamına gelen duymak, İngilizce'de 'hear' olarak telaffuz ediliyor. Danca 'dreng' demek olan erkek çocuk, Frizcede ise 'dring'dir.

Kuzey Frizya bölgesi
Kuzey Frizya bölgesi Fotoğraf: Frank Molter/dpa/picture alliance

Hint Sanskritçesi kökenli: Romanca

Sinti ve Romanlar, Almanya'da ulusal olarak tanınan en büyük azınlık halkı konumunda. Bu topluluk Romanes, Romanca ya da Romani olarak adlandırılan dili konuşuyor. Sintiler 15'inci, Romanlar ise 19'uncu yüzyılın ikinci yarısından beri Almanca konuşulan bölgelerde yaşıyor.

Yaklaşık 2 bin yıllık bir geçmişe sahip olan Romanca'nın kökeni, Hint Sanskritçesine kadar uzanıyor. Bu nedenle Sinti ve Romanların buraya aslen Hindistan'dan göç ettikleri varsayılıyor. Ancak Sinti ve Romanların sürekli 'göçebe' hayatı yaşadıkları, ırkçı bir klişeden ibaret. Tarih boyunca sık sık göç etmiş olmaları, genellikle yoksulluk, savaş veya sürgün gibi zorunlu nedenlere dayanıyor. Günümüzde Romanların çoğu, bulundukları bölgelerde yerleşik hayat sürüyor. 

Sinti ve Romanlar, dillerini nesiller boyunca sözlü olarak muhafaza etmeye çalıştı. Bu nedenle günümüze kadar ulaşan eski Romanca vesikaların sayısı yok denecek kadar az. Sürekli bir değişim içinde olan bu dilin, farklı bölgelere göre şekillenen çok sayıda lehçesi mevcut.

Nasyonal Sosyalizm döneminde Naziler, birçok yaşlı Sinti ve Roman'ı öldürdü. Bu yüzden dilleri, gelecek nesillere aktarılamaz hale geldi. Roman dilinin gerilemesinin bir diğer nedeni de azınlık dillerinin toplumda çoğu zaman geri plana itilmesi. Almanya'daki tek tük Sinti ve Roman dernekleri, buna karşı mücadele ederek Roman edebiyatı, müziği, şiiri ve eğitimi ile dillerini korumaya çalışıyor.

Batı Slav ailesinden: Sorbca

Sorblar aslen Karpatların kuzey doğusundaki Slav kabilelerinin soyuna mensup. Baltık Denizi ile Ore Dağları (Erzgebirge) arasındaki bölgeye yaklaşık bin 500 yıl önce geldiler. Lusatia (Lausitz) bölgesinde geleneksel kıyafetlerini, müziklerini, bayramlarını ve dillerini günümüze kadar korumayı başardılar.

Bir Batı Slav dili olarak Sorbca, aynı dil ailesinden Lehçe, Çekçe ve Slovakça ile akrabadır. İki Sorb dili vardır: Yukarı Sorbca ve Aşağı Sorbca.

Naziler, Sorblara sistematik olarak zulmetmemiş olsa da Sorb dili ve örgütleri yasakladı. Günümüzde Sorbca'nın yerini giderek Almanca alıyor. Yine de iki dilli ana okulları, ilk ve orta okullar, Sorbca kilise ayinleri, İnciller, TV ve radyo programları, dil dersleri ve iki dilli tabelalar ile bu azınlık dili ve kullanımı canlı tutulmaya çalışılıyor.

"Lütfen maske takınız" uyarısının yüksek Almanca (yukarıdaki) ve Düşük Almanca (aşağıdaki) yazılışları
"Lütfen maske takınız" uyarısının yüksek Almanca (yukarıdaki) ve Düşük Almanca (aşağıdaki) yazılışları Fotoğraf: Hauke-Christian Dittrich/dpa/picture alliance

Denizcilerin dili: Plattdeutsch

"Düşük Almanca" olarak çevirebileceğimiz "Plattdeutsch" aslında denizcilerin dili olarak da bilinir. Kısaca "Platt" olarak da ifade edilen bu şive, dönemin Hansa Birliği'nde ortak müzakere diliydi. 1200'lerin başından 1600'lere kadar Kuzey Almanya'da, Baltık ve Kuzey Denizi kıyılarında, Londra, Bergen ve Novgorod arasındaki tüccarlar, ticaret ortaklarıyla Düşük Almanca konuşuyordu.

Hanse Birliği, 13'üncü yüzyılda Almanya'nın kuzeyindeki kentlerin ve yabancı ülkelerde yaşayan Alman gruplarının karşılıklı çıkarlarını korumak amacıyla kurdukları ticari örgütlenmenin adıydı. Bugün bile hâlâ Hamburg, Bremen ve Lübeck'in otomobil plaklarında "Hansestadt" (Hanse kenti) ifadesine atıfla başta "H" harfi yer alıyor ve sonra kentin baş harfi geliyor: HH (Hamburg), HB (Bremen) ve HL (Lübeck).

Düşük Almanca, başta Hanse kentleri olmak üzere, kuzey bölgelerinde daha çok aile içinde, arkadaş ve tanıdıklar arasında konuşuluyor. Özellikle kırsal bölgelerdeki orta yaş ve üstündekilerin yaklaşık yüzde 15'i, bu dili günlük hayatta aktif olarak kullanıyor.

Düşük Almanca aynı zamanda bölgedeki okullarda okutulan özel dil dersleri ve ana okullarda söylenen şarkılar aracılığıyla gelecek nesillere de aktarılıyor. Plattdeutsch, Kuzey Almanya'daki öğretmenlerin eğitiminde de önemli yer tutuyor ve çeşitli üniversitelerde bu şiveyle ilgili araştırma projeleri yürütülüyor.