1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da hayvan istifçiliğinde endişe verici artış

25 Ağustos 2022

Almanya'da hayvan istifçiliği, 2021 yılında 68 vaka ile rekor seviyeye ulaştı. Hayvan istifçiliği, bir kişinin, bakamayacağı kadar çok hayvan sahiplendiği bir davranış bozukluğu olarak biliniyor.

https://p.dw.com/p/4G3Ci
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/ZB/J. Kalaene

Almanya'da Hayvanları Koruma Derneği'nin açıkladığı veriler, 2021 yılında hayvan istifçiliği vakalarının sayısı bakımından rekor kırıldığını ortaya koydu.

Bonn merkezli dernek, Almanya'da geçen yıl toplamda 4 bin 218 hayvanın istiflendiği 68 vaka tespit edildiğini duyurdu. Bu, Almanya Hayvanları Koruma Derneği'nin sistematik olarak veri toplamaya başladığı 2012 yılından beri kaydedilen en yüksek sayı oldu.

Dernek, kurtarılan hayvanların genellikle sağlıksız şartsızlarda ve sahipleri tarafından gerekli bakım sağlanmamış durumda bulunduğunu belirtti. Bazı hayvanlarınsa ancak cansız bedenlerinin bulunabildiği açıklandı.

Dernek tarafından 2012 yılından beri tutulan veriler, vaka sayısı bakımından kedilerin ilk sırada olduğunu gösterdi. Kedilerin istiflendiği vaka sayısı 201 olarak açıklandı. Kedileri, 186 vakayla köpekler izledi.

Tavşan gibi küçük ev hayvanları ise istifçilerin elinden kurtarılan en kalabalık hayvan grubunu oluşturdu. Bu gruptaki hayvanların sayısı 10 bini aştı.

Dernek, istiflenen at sayısının da artış gösterdiğini bildirdi. Atların istiflendiği vakalar, 2021'de tespit edilen vakaların yaklaşık yüzde 15'ini oluşturdu.

Patolojik bir duruma işaret eden hayvan istifçiliği, bir kişinin, bakamayacağı kadar çok hayvan sahiplendiği bir davranış bozukluğu olarak biliniyor.

Ayda 40 bin hayvan sokağa atılıyor

10 yılda üç kart arttı

Almanya Hayvanları Koruma Derneği, 2012 yılında sadece 22 vaka tespit etmişti. Geçen 10 yıllık süre zarfından toplamda 30 bini aşkın hayvanın dâhil olduğu 437 vaka belirlendi. Çok sayıda bildirilmeyen vaka da olduğu tahmin ediliyor.

Derneğin hayvan istifçiliği konusundaki uzmanı Nina Brakebusch, "Her vakanın arkasında inanılmaz bir hayvan ızdırabı var. Hayvan sahipleri genellikle hayvanlarının içinde bulunduğu kötü durumun farkında bile olmuyor ve daha fazla hayvan almaya devam edebiliyor. Hayvanlarsa kısıtlı bir alanda kendi idrar ve dışkılarının içinde bakımsız şekilde yaşıyorlar, yeterince beslenmiyorlar, hastalanıyorlar" dedi.

Brakebusch, 10 sene içinde yıllık vaka sayısının üç katına çıkmasının, hem yetkililerin hem de kamuoyunun bu soruna karşı daha duyarlı olmasının mı, yoksa durumun gerçekten daha kötüye gitmesinin mi sonucu olduğu konusunda kesin bir değerlendirmede bulunamayacaklarını belirtti.

Ancak Brakebusch, insanların genellikle içinde bulundukları koşulların kötüleşmesi sonucu hayvan istiflemeye başladığını ifade etti.

Bir yakınını kaybeden, akıl sağlığı kötüşelen ya da maddi güçlükler çeken kişilerin sıklıkla istifçiliğe yöneldiğini söyleyen Brakebusch, "Bu tarz tetikleyiciler, son dönemde daha fazla yaygınlaşmış olabilir" diyerek pandemi ve artan hayat pahalılığının bu sorunu da derinleştirmiş olabileceğine dikkat çekti.

DW,dpa,epd/CÖ,TY