1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya Başbakanı Scholz: AB genişlemeli

29 Ağustos 2022

Almanya Başbakanı Scholz, AB dönem başkanlığını yürüten Çekya'ya yaptığı ziyarette 27 üyesi olan AB'nin 30 veya 36 üyeye çıkması gerektiğini söyleyerek AB'de köklü reform çağrısı yaptı.

https://p.dw.com/p/4GBoz
Tschechien | Olaf Scholz in Prag
Fotoğraf: David W Cerny/REUTERS

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığını yürüten Çekya'nın başkenti Prag’daki Karl Üniversitesi'nde, Almanya'nın Birlik'e yönelik duruşunu ortaya koyan önemli bir konuşma yaptı. Sosyal Demokrat Partili Almanya Başbakanı, örneğin dış politika ve vergi politikaları konusunda çoğunluk oyu prensibine geçilmesini, Avrupa Parlamentosu'nun yeniden düzenlenmesini, ortak bir Kuzey Avrupa hava savunma sistemininin oluşturulmasını ve Birlik üyesi ülkelerin borçlanması konularında reformlara gidilmesini talep etti.  Konuşmasında son yıllarda sıkça görülen ve Birlik'in ortak hareket etmesinin önünde epeydir engel teşkil eden ortak karar prensibine özellikle dikkat çeken Scholz, vatandaşların Birlik’ten icraat görmek istediğini belirtti.  

Sekiz yeni ülkeyle genişleme önerisi

Almanya Başbakanı Scholz, Prag'daki konuşmasında, halen 27 üyesi olan AB'nin 30 veya 36 üyeye çıkması gerektiğini de vurgulayarak Balkanların batısı ile Ukrayna, Modova ve Gürcistan'ın da Birlik’e aidiyet perspektifi içinde yer aldığını söyledi. Scholz'a göre, böylesi bir genişleme Avrupalıların çıkarına olacak. Sosyal Demokrat Başbakan Scholz, Rusya’nın komşusu Ukrayna’ya savaş açtığı şu döneme atfen de "Özellikle içinde bulunduğumuz şu günlerde özgür Avrupa ile yeni emperyalist otokrasinin sınırlarının nereden geçeceği sorusuna cevap bulunması gerekiyor" diyerek AB'yi açık ve net, ortak bir tutum içinde hareket etmeye çağırdı. 

Almanya Başbakanı, 27 ülkeden 30 veya 36 üyeye genişlemek konusunda da adım atılabilmesi için Avrupa Birliği’nin kendi içinde reformlara gitmesi gerektiğini savundu. Bu konuda Avrupalıları kararlı ve yekvücut olmaya davet eden Scholz, ancak birlik olunması halinde AB’nin varlığını korumayı başaracağını ifade etti. AB’nin en büyük rakibi olarak görülen Çin'e atfen de Almanya Başbakanı Scholz, "Ortak duruş sergilenmesi halinde AB‘nin 21’inci yüzyılı Avrupa değerleri çerçevesinde biçimlendirmeyi başarabileceğini" kaydetti. 

Scholz Macron’un teklifini destekledi

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Prag’daki konuşmasında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, AB dışında bir oluşum kurularak AB üyesi olmayan Birleşik Krallık gibi ülkelerle ortak hareket edilmesi önerisine de destek verdiğini açıkladı. Sosyal Demokrat Scholz söz konusu ülkelerle kurulacak siyasi oluşum çerçevesinde hükümetler düzeyinde yılda bir veya iki kez toplanılabileceğini belirtiyor. Ancak Scholz'a göre böyle bir oluşumla kurulacak diyalog, tam üyelik amacıyla yeni üyelerle yürütülecek müzakerelerin yerini almayacak.  

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Mayıs ayında yaptığı bir konuşmada, AB dışında bir siyasi topluluğa ihtiyaç duyulduğunu dile getirmiş, söz konusu siyasi oluşuma Ukrayna ve İngiltere gibi ülkelerin de dahil olabileceğini belirtmişti. Macron’a göre söz konusu siyasi oluşum, Avrupa’nın temel değerlerini savunan ancak AB’de yer almayan ülkeleri kapsayacak bir "siyasi Avrupa topluluğu" olabilir.

Konuyla ilgili Paris’ten yapılan yeni bir açıklamada da, Scholz’un da sıcak baktığı söz konusu siyasi oluşum için ilk görüşmelerin önümüzdeki haftalarda dönem başkanı Çekya'nın başkenti Prag’da başlayacağı duyuruldu.

AB’nin küçük üyelerinden itiraz bekleniyor

AB'nin motor gücü olan Fransa ve Almanya'nın önerileri, Birlik üyesi küçük ülkeler tarafından eleştiriliyor. Almanya Başbakanı'nın bugün yaptığı, Berlin'in duruşunu sergileyen konuşmada söz konusu küçük Birlik üyesi ülkelerin gelecekte de komiserler belirlemek gibi yetkilerinin olması öngörülse de, Paris ve Berlin'in reform planları bazı üyelerin Avrupa Parlamentosu'nda hissedilir ölçüde ağırlığını yitirmesi sonucunu da doğurabilir. Nitekim Scholz, demokrasi ilkesi temelli olan "her oyun eşit ağırlığı olduğu kuralının" da reforme edilmesini öneriyor. Bu da küçük ülkelerin söz hakkının azalacağı endişesine yol açıyor. 

Böylesi bir reform Almanya gibi büyük bir ülkenin Lüksemburg gibi küçük bir üye karşısında avantajlı olması sonucunu doğurabilecek. Nitekim halen 751 olan milletvekili sayısının Birlik genişlese ve üye ülke sayısı 36‘ya da ulaşsa da aşılmaması öngörülüyor. Almanya Başbakanı, bunların sadece öneri olduğunu ve bir tartışma başlatmayı amaçladığını vurguladı. Scholz ayrıca, AB içerisinde üye ülkeler arasında bir ast- üst ilişkisi olmadığını da söyledi.  

Çekya Başbakanı Petr Fiala ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz
Çekya Başbakanı Petr Fiala ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz Fotoğraf: Petr David Josek/AP Photo/picture alliance

Scholz’un dile getirdiği ve tartışma yaratacak bir diğer teklif de ortak karar yerine çoğunluk kararı prensibine geçilmesi. Almanya Başbakanı, son yıllarda belli konularda bir grup üye ülkenin bir araya gelerek Birlik içindeki adımlara karşı direnmesine atfen de, bunun son bulması yönünde uyardı. Almanya Başbakanı'nın sözünü ettiği konular geçen yıllarda ağırlıklı olarak mülteciler, AB destekleri ve mali kaynaklarının dağıtımı ve hukuk devleti ilkelerindeki ihlaller gibi tartışmalarda öne çıkmıştı. Son olarak da Rusya’ya yönelik yaptırımlarda Birlik üyesi ülkeler ortak bir tutum sergilemekte zorlanmış, Moskova'ya yönelik yaptırımlara, bazı ülkeler ayak diremiş, tavizler veya istisnalar karşılığında yeşil ışık yakılacağı sinyalini vermişlerdi. Başını Polonya veya Macaristan’ın çektiği bazı ülkeler Birlik’in ortak kararlar almasını geçen yıllarda bloke etmiş, Brüksel'in tavizleri karşılığında onaylar alınabilmiş veya düzenlemeler yumuşatılmıştı. Bu da AB’nin icraatlarda bulunması önündeki en büyük engel olarak görülmüş ve eleştirilmişti. Scholz’a göre dış politika ve vergi politikaları gibi alanlarda örneğin ortak karar yerine çoğunluk kararı prensibi makul bir alternatif olabilir.

Polonya ve Macaristan’la gerginlik

Almanya Başbakanı Scholz'un bir diğer önerisi de gelecekte AB'nin mali yardımlarının Birlik’in ortak değerlerine uyulması prensibine bağlanması teklifi. Avrupa Birliği daha önce bunun işletilmesine ilişkin bir mekanizma sürecini başlattıysa da en çok sorun yaşanan Polonya ve Macaristan’ın direnişiyle karşılaştı. Uygulama uzun süren, çok aşamalı bir düzenlemeye dönüştürüldü ve pratiğe geçirilmesi zorlaşmış oldu. 

Özellikle Macaristan AB tarafından verilen mali yardımları suistimal etmek, şeffaf olmamak ve yolsuzluklarla mücadele etmemekle suçlanmış, hakkında tahkikat süreci başlatılmıştı. Macaristan ve Polonya ayrıca Birlik içinde hukuk devleti ilkelerine uymamakla suçlanan iki üye ülke. Polonya'nın Ukrayna savaşı döneminde Brüksel'in yanında yer alması Brüksel ile Varşova arasındaki  buzların erimesi sonucunu doğurdu. 

Prag’da konuşan Almanya Başbakanı Scholz, geçen senelerde yaşananlara dikkat çekti ve "Hukuk devleti, Birlik üyelerini bir araya getiren ortak bir temel bir değer olmalı. Hukuk devleti ilkesi, özellikle de otokrasilerin AB'nin demokratik ülkeleri zorladığı bir dönemde vazgeçebileceği bir değer olamaz" diye konuştu.

Ortak savunma

Almanya Başbakanı Scholz, AB üyesi ülkelerin savunma konusunda da işbirliğini yoğunlaştırması ve AB'nin iyi işleyen bir merkeze dönüşmesi gerektiğini vurguladı. Ilaveten Almanya’nın Kuzey ve Doğu Avrupa hava sahasının savunulmasında merkezi bir rol oynamaya talip olduğunu da duyurdu. AB’nin kurmayı planladığı hızlı müdahale askeri gücünün 2025'te göreve hazır olması gerektiğini savunan Scholz, AB’nin yurt dışı askeri misyonlarında, Fransa’nın önerisi olan bir "gönüllüler ittifakı" temelinde hareket edilmesine sıcak bakıldığını da belirtti. Böylece Birlik üyesi ülkeler gönüllü olurlarsa yurt dışı misyonuna katkı sunacak.

Avrupa’daki askeri donanım ve teçhizat üreticilerinin daha da yoğun şekilde birlikte çalışması gerektiğini ifade eden Scholz, AB üyesi ülkelerin savunma sistemlerinin sayısının azaltılması gerektiğini de vurguladı. Scholz ortak savunma sistemlerine vurgu yapsa da, Rusya’yı büyük tehdit olarak gören Polonya henüz geçen günlerde ABD ve Güney Kore yapımı tanklar almaya karar verdiğini duyurmuştu. Özellikle Ukrayna savaşı başladığından beri Kiev'e yardımlar konusu tartışıldığında Avrupa'da farklı askeri teçhizat, silah ve savunma sistemlerinin olması, ortak hareket etmeyi zorlaştırmıştı.

Ortak göç ve iltica politikası

Almanya Başbakanı, AB’nin yeni bir ortak göç ve iltica politikası süreci başlatması gerektiğini de kaydetti. AB’nin dış sınırlarının güvenli olması gerektiğini ve Birlik’in ortak bir iltica sistemine de ihtiyaç duyduğunu kaydeden Scholz, sığınmacıların geldiği ülkelerle bağlayıcılığı olan anlaşmalar yapılması gerektiği görüşünü savundu. Hırvatistan, Romanya ve Bulgaristan’ın Schengen Bölgesi için bütün şartları yerine getirdiğini belirten Almanya Başbakanı Scholz, bu üç ülkenin Schengen'e tam üyeliği için çabalayacağını belirtti.

Reuters, KNA / ETO, HT